Mesajı Okuyun
Old 21-02-2007, 15:12   #2
ares139

 
Varsayılan

BK 179 v.d.maddeleri incelerseniz işinize yarayacaktır.Bununla ilgili bulabildiğim kararları ekliyorum.Umarım faydalı olmuşumdur.Saygılarımla.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
1993/5796
Karar No.
1994/1128
Tarihi
28.02.1994


818-BORÇLAR KANUNU/179
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/277/44/97/97.17


BORCUN NAKLİ
İSTİHKAK DAVASI
DEVİR
İŞYERİNİN DEVRİ
TASARRUFUN İPTALİ DAVASI
BORCUN DOĞUMUNDAN SONRA İŞYERİNİN DEVRİ
ALACAKLI HAKLARI
TİCARET SİCİLİNE BİLDİRİM YAPILMAMASI
TİCARETİ TERKEDENLER


ÖZET
İŞYERİ DEVRİNİN BORCUN DOĞUMUNDAN SONRAKİ BİR TARİHTE YAPILDIĞI AÇIKTIR. BU DURUMDA, İŞYERİ DEVRİ NEDENİYLE UYUŞMAZLIKTA, İİK.NUN 44. MADDESİNİN UYGULANMASI ZORUNLUDUR. BORÇLU TARAFINDAN İŞYERİ DEVRİNİN KAYITLI BULUNDUĞU YER TİCARET SİCİLİNE BİLDİRİMDE VE MAL BEYANINDA BULUNULDUĞU ÖNE SÜRÜLMEDİĞİNE, DOSYADA DA BU YÖNDE BİR DELİL BULUNMADIĞINA GÖRE, İŞYERİ DEVRİNİN ALACAKLININ HAKLARINI ETKİLEMEYECEĞİ KABUL EDİLMELİDİR. BU AÇIKLAMALAR KARŞISINDA MERCİ HAKİMLİĞİNCE "İSTİHKAK DAVASININ REDDİNE" VE "KARŞI DAVA OLARAK AÇILAN-İİK. MD.97/17-TASARRUFUN İPTALİ DAVASININ KABULÜNE" KARAR VERİLMESİ GEREKİR


DAVA: Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davalı-karşı davacı alacaklı, borçlu Feyzullah hakkındaki icra takibini 15.6.1991, 15.7.1991, 15.8.1991 ve 15.9.1991 keşide tarihli çeklere-dayandırmıştır. Davacı-karşı davalı ise, işyerini borçludan 7.10.1991 tarihli senetle devraldığını ( BK.md.179 ) bildirerek istihkak davası açmıştır. İşyeri devrinin borcun doğumundan sonraki bir tarihte yapıldığı açıktır. Bu durumda, işyeri devri nedeniyle uyuşmazlıkta, İİK.nun 44. maddesinin uygulanması zorunludur. Borçlu tarafından işyeri devrinin kayıtlı bulunduğu yer ticaret siciline bildirimde ve mal beyanında bulunulduğu öne sürülmediğine, dosyada da bu yönde bir delil bulunmadığına göre, işyeri devrinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği kabul edilmelidir. Bu açıklamalar karşısında Mercii Hakimliğince "istihkak davasının reddine" ve "karşı dava olarak açılan-İİK. md.97/17-tasarrufun iptali davasının kabulüne" karar verilmesi gerekirken, değişik düşüncelerle aksine hüküm oluşturulması yerinde görülmemiş, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı-karşı davacı alacaklı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine, 28.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2005/2921
Karar No.
2005/8294
Tarihi
26.09.2005


818-BORÇLAR KANUNU/179
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/44/96/99


İSTİHKAK
TİCARİ İŞLETMEYİ DEVRALANIN BORÇLARDAN SORUMLULUĞU
TİCARETİ TERK EDEN TACİR


ÖZET
DAVA, ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN İSTİHKAK İDDİASININ KALDIRILMASI TALEBİNE İLİŞKİNDİR. DOSYA KAPSAMINDAN BORÇLU ŞİRKETİN İŞYERİNİ BORCUN DOĞUMUNDAN SONRA DEVRETTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR, İŞYERİNİ DEVRALAN TİCARİ İŞLETMENİN BORÇLARINDAN SORUMLUDUR. ÖTE YANDAN TİCARETİ TERK EDEN TACİR, ONBEŞ GÜN İÇİNDE KEYFİYETİ TİCARET SİCİLİNE BİLDİRMEK, AKTİF VE PASİFLERİNİ GÖSTEREN MAL BEYANINDA BULUNMAK ZORUNDADIR. AKSİ HALDE DEVİR ALACAKLININ HAKLARINI ETKİLEMEZ


Kararın temyizen tetkiki davacı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi F.E. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR : Uyuşmazlık İİK.'nun 96 v.d. maddelerine dayalı olarak alacaklı yanca 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına ilişkin istihkak davasına ilişkindir (I.Î.K. md. 99).

Alacak, alacaklının işçilik alacağına ilişkin alacak hakkından kaynaklanmaktadır. îcra takibine konu Kartal 2. tş Mahkemesi'nin 20.03.2003 gün 2002/33-2003/105 sayılı ilâmının incelenmesinden işçilik alacağına ilişkin dava tarihinin 07.01.2002 olduğu ve dolalayısı ile alacağın bu tarihte doğduğunun kabulü gerekir.

Dosya içeriğinden borçlu şirketin borcun doğumundan sonra restoran işyerini 3. kişi S'ye devrettiği, S'nin borçlu Ltd. Şti. ortağı R. iTe birlikte yaşadığa açıkça anlaşılmaktadır. Borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İİK.'nun 44 ve B.K.'nun 179. maddesinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. îşyeri devri ile ilgili Î.Î.K.' nun 44. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiği 3. kişi tarafından iddia ve ispat edilmemiştir.

Gerçekten borçlunun devri, kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilân ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda devir, alacaklının haklarını etkilemez. Devralan davacı B.K.'nun 179. md.'si uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olduğu göz ardı edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı (alacaklı)'ya iadesine, 26.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2005/4695
Karar No.
2005/6845
Tarihi
28.06.2005


818-BORÇLAR KANUNU/179
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/44/8/96


İSTİHKAK
KURAL OLARAK İŞYERİ DEVRİNDE DEVRALAN DEVREDENİN BORÇLARINDAN SORUMLUDUR


ÖZET
DAVA, ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN İSTİHKAK TALEBİNE İLİŞKİNDİR. HACİZ SIRASINDA BORÇLU ŞİRKETİN DEVRALINDIĞI BEYAN EDİLMİŞTİR. İCRA TUTANAKLARI AKSİ SABİT OLUNCAYA KADAR GEÇERLİDİR. BU DURUMDA BORÇLU ŞİRKETİN FAALİYETTE İKEN DAVACI ŞİRKETE DEVREDİLDİĞİNİN KABULÜ GEREKİR. İŞYERİNİ DEVRALAN KURAL OLARAK DEVREDENİN BORÇLARINDAN SORUMLUDUR. DAVANIN REDDİ GEREKİRKEN AKSİ YÖNDE KARAR VERİLMESİ İSABETSİZDİR


Kararın duruşma olarak temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.06.2005 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı (alacaklı) vekili Av. M.H.A. geldi. Davacı (3. kişi) ile davalı (borçlu) adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi T.Ç. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR : Uyuşmazlık 3. kişinin ÜK'nun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Mahkemece; davacının istihkak davasının kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç doğru bulunmamıştır.

Dava konusu taşınır mallar 06.11.2003 tarihinde; G. Mezarlık Yanı K. Sanayi Sitesi adresinde haczedilmiştir. Haciz sırasında borçlu şirketin eskiden müdürü olan V'nin hazır olduğu, haciz mahallinde borçlu şirkete ait bir kısım belgelerin bulunduğu ve 06.02.2004 tarihli muhafaza tutanağında işyerinin 6-7 ay önce borçlu A'dan devir alındığına ilişkin açıklamaların yer aldığı anlaşılmaktadır. ÜK'nun 8. maddesi gereğince icra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğindedir.

Öte yandan icra dosyasında borçlu adresinin tespiti için yaptırılan zabıta araştırmasına.ilişkin 10.02.2004 tarihli yazıdan; borçlu şirketin haciz adresinde faaliyette iken davacı şirkete devir ederek ayrıldığı belirtilmiştir.

Bu bilgi ve belgeler karşısında; borçlu şirketin haciz adresinde faaliyette iken; davacı şirkete işyerini devrettiğinin kabulü gerekir. Ancak yapılan bu işyeri devrinin lÎK'nun 44. maddesi koşullarına uygun şekilde yapıldığı iddia ve ispat edilememiştir. Kaldı ki, B.K.'nun 179. maddesi gereğince, devir alan şahıs, devredenin borçlarından sorumlu olacağından, alacaklının haklarının etkilenmeyeceği açıktır.

Tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak; davacı 3. kişinin davasının reddi gerekirken; aksi düşüncelerle kabulü usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı (alacaklı) yararına takdir edilen 400.00.-YTL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2004/7854
Karar No.
2004/10800
Tarihi
07.12.2004


818-BORÇLAR KANUNU/179
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/44/99


İŞYERİ DEVRİNİN MUVAZAALI OLMASI
MUVAZAALI İŞYERİ DEVRİNE DAYALI İSTİHKAK İDDİASININ REDDİ DAVASI
HACİZDEN BİR GÜN SONRA İŞYERİNİN DEVRİ


ÖZET
BORÇLUNUN KENDİSİNE AİT İŞYERİNİ HACİZDEN BİR GÜN SONRA KAYDEN DEVRETMESİ DANIŞIKLI BİR İŞLEM OLUP, BU DEVİR ALACAKLILARIN HAKLARINI ETKİLEMEZ


Mahalli mahkemesinden verilen kararın temyizen tetkiki davacı ( Alacaklı ) ile davalı ( 3. Kişi ) vekilleri tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı 3. kişinin tüm, temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı Alacaklının temyizine gelince;

Dava, İİK'nın 99. maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir.

Haciz 12.05.2003 tarihinde borçlunun takip adresi olan işyeri adresinde uygulanmıştır. Haciz tutanağı içeriği ile dosyadaki bilgi ve belgelerden özellikle Bornova Vergi Dairesi yazısından borçlunun bu işyerini 17.07.2002 tarihinden 13.05.2003 tarihine kadar işlettiği hacizden bir gün sonra kayden terkettiği anlaşılmaktadır. Davacı 3. kişi adına aynı adrese ilişkin olarak 15.11.2002 tarihinde yapılan bildirim danışığa dayalı olup alacaklılardan mal kaçırmaya yöneliktir. Nitekim borçlu hakkındaki İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2003/4506 sayılı takip dosyasındaki 20.11.2003 tarihinde gerçekleştirilen hacizde borçlu hazır olup işyerini davalı Hüseyin'e devrettiğini bildirmiştir. Borçlunun işyerini davalı 3. şahsa devretmesi danışıklı işlemlerdir. Ayrıca işyeri devri ile ilgili İİK'nın 44. maddesi koşulları gerçekleşmediği gibi Borçlar Kanunun 179. maddesi gereğince de bu devirler alacaklıların haklarını etkileyemeyecektir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgı sonucu yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 07.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verild
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2004/5569
Karar No.
2004/21064
Tarihi
30.09.2004


818-BORÇLAR KANUNU/179
1475-İŞ KANUNU (İK)/13/14
3417-ÇALIŞANLARIN TASARRUFA TEŞVİK EDİLMESİ VE BU TASARRUFLARIN DEĞERLENDİRİLMESİNE DAİR KANUN/6/7/8
4857-İŞ KANUNU (İK)/18/19


İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI
TASARRUFU TEŞVİK KESİNTİSİNİN ÖDENMESİ


ÖZET
DAVACININ ÇALIŞTIĞI YER ÖNCELERİ BASİT BİR AİLE İŞLETMECİLİĞİ (ADİ ORTAKLIK) İKEN SONRADAN; DAVACININ ÇALIŞTIĞI İŞ YERİNİN AKTİN FESHİNDEN SONRA ANONİM ORTAKLIĞA DÖNDÜĞÜNÜN SAPTANMASI HALİNDE BK.NUN 179. MADDESİNE GÖRE BİR DEĞERLENDİRME YAPILARAK SONUCUNA GİDİLMESİ GEREKİR.


Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı ile tasarrufu teşvik kesintisi alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının davası, davalı P.......Tesisleri AŞ.nin aktin feshinden sonra kurulup, ticaret siciline tescil edildiği gerekçesiyle husumet yönünden reddedilmiş ise de; dosya içeriğinden işyerinin davacının işe girdiği tarihlerde Yaşar tarafından işletmeye başlatıldığı, Yaşar'ın vefatı üzerine oğulları tarafından çalıştırılmaya devam edildiği ve bu sırada davacının hizmet aktinin sona erdirildiği; bilahare Yaşar oğulları tarafından şirketleşerek işyerinin şirket tarafından işletilmeye devam edildiği intibaı uyarmaktadır.

Mahkemece bu hususta yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Mahkemece bu hususlar kesin olarak belirlenmeli davacının çalıştığı iş yerinin aktin feshinden sonra davalı Anonim Ortaklığa devredildiğinin saptanması halinde Borçlar Kanunu 179. maddesi değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.9.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.