03-03-2013, 17:39
|
#8
|
|
Sayın Gemici, çevrenin içinde avukatlar varsa, örneğimde olduğu gibi, diğer çevre öğelerine sormaya bile gerek yoktur. Örneğimde avukatlar, hakimin avukatlık mesleğine bakışını net olarak görmektedir. Dolayısıyla bir de savcıya, kalem personeline, bakkala sormanın anlamı yok. Baro yönetim kurulu, yorumu kendiliğinden yapabilecek bilgiye sahiptir. Araştırmaya gerek duymaz.
Eğer kurul başvuru yapan hakkında bilgi sahibi değilse, doğaldır ki bakkala da sorulur. Ama bu soru "bundan avukat olur mu" şeklinde değildir. Soru "bu kişiyi nasıl bilirsiniz" şeklindedir. Bilgiler toplanır ve yorumu baro yönetim kurulu yapar.
Örneğimden yola çıkarak çevrenin her zaman avukatlardan oluştuğunu düşündüğümü sandınız sanırım. Tabii ki bu doğru değil. Ama söz konusu bir hakim, savcı, vb ise, çevrenin sadece avukatlardan ibaret görülmesi yerindedir. Çünkü çevre ne kadar geniş düşünülürse düşünülsün, ne kadar çok kişiden bilgi alınırsa alınsın, avukatların başvuru yapan hakkındaki görüşü temel alınmalıdır. Boş yere zaman harcamanın anlamı olmayacaktır.
Sorunuza gelince; habere göre iptal kararında "düzenlemeyi subjektif ve soyut olduğu gerekçesiyle iptal etti", deniyor. Ben de çok basit bir örnek verdim. MK 4'teki "hukuk ve hakkaniyet", objektif ve somut mudur?
Habere konu dava hakkında bilgim yok. Ama bu iptal kararının kimlerin işine yarayacağını, özellikle Ankara Barosu'nun avukatlığa kabul etmeme kararlarına bakarak daha kolay anlayabileceğimiz kanaatindeyim.
|