27-02-2013, 09:30
|
#38
|
|
Avukatlık Kanunu madde 48'in hangi ihtiyaca binaen ortaya çıktığını düşünürken Ali Haydar Özkent'in "Avukatın Kitabı" isimli eserinde şu açıklamalara rastladım. Katkı olması açısından paylaşıyorum:
"İstanbul Barosu, avukatla iş sahibi arasında mekik dokuyan, simsar kahvelerinde topladığı işi akşam çınar altında avukata getiren tipleri ve böylelerinden iş alan bazı arkadaşları tanır. Şimdiye kadar yalnız meslek şerefinin yasak ettiği böyle hareketler kanunun ağır cezasile korkutulmuştur. Yine bazı polislerin ve hapishane gardiyanlarının ve hatta müdürlerinin bazı avukatlarla iş ortaklığı yaptıkları, karakola, tevfikhaneye düşmüş suçlulara ve kaçakçılara avukat tavsiye ve hatta tayin ederek kazan kaynattıkları meçhulümüz değildi. Böyle meyanecilik yapanlar, memur iseler cezaları altı ay hapisten aşağı olamaz. Encümen mazbatasında da işaret olunduğu üzere(Sayfa: 20) bugüne kadar avukatlara ve iş sahiplerine dellallık ve meyanecilik eden birtakım eşhas, faaliyet halinde görülmekte ve hatta bu arada tevfikhanelerde bazı memur ve gardiyanların bile müdafi bulmayı menfaat karşılığı adet edinmiş olduklarına tesadüf edilmekte idi. Esası pek çirkin olan ve her bakımdan adalet işlerinde mahzur tevlit eden bu halin menedilmesi çok yerindedir." (yukarıda zikredilen eser sayfa 414)
|