26-02-2013, 17:38
|
#9
|
|
Sn. Migel,
Yukarıda belirttiğim, yeni dava açılması ve dosyaların birleştirilmesi talebi uygulamada en sık kullanılan ve kesin sonuç alabileceğiniz yöntemdir.
Davaya taraf eklemek konusunda, ıslah akla gelen diğer bir yöntem ancak, -maddi hata dışında- yerleşik yargıtay kararları ıslah yolu ile dava taraflarının değiştirilemeyeceği yönünde.
Bir diğer akla gelen yöntem olan ihbar ise, bilindiği üzere usul kanunu ile davalı taraf için uygulanabilen bir seçenek.
Yanılma nedeniyle tarafın düzeltilmesi ise hala tartışmalı bir durum olduğu için, uygulanabilirliği konusunda kesin bir sonuca ulaşabileceğinizi söylemek zor.
Yine de fikir sahibi olmanız açısından aşağıda farklı yönde bir kaç yargıtay kararı belirtiyorum. Kısa yazdığım bu kararların tam metinlerini incelerseniz işinize yarayabileceğini düşünüyorum;
-----------
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/3626
K. 2009/12811
T. 24.12.2009
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Islah yolu ile davanın taraflarının veya taraflarından biri değiştirilemez. Öte yandan davanın hasmın temsilcisinde hata yapılması halinde dava bu nedene dayalı olarak reddedilmeyip davanın gerçek temsilciye yöneltilerek sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yerleşik bir Yargıtay görüşü var ise de somut olayda hasmın temsilcisinde hata yapılmayıp hasmın kendisinde hata yapıldığından düzeltme yolu ile davanın T.Telekominikasyon A.Ş.'ne yöneltilmesi de mümkün değildir.
----------
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
13/02/1986 gün
1986/4-501 Esas
1986 219 Karar
"Ancak Hukuk kurallarını uygulanacağı işlemin amacına uygun olarak yorumlamak zorunludur.Davacı dava dilekçesinde zararın Tekel'e ait fabrika inşaatını yüklenenin faaliyeti sonucu oluştuğunu ve zararını ondan istediğini kuşkuya yer meryecek şekilde açıklamıştır. (....) Bu nedenle yanlış öğrenilen ismin düzeltilmesi hasım değiştirme olarak kabul edilmemelidir."
-------------
T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/32589
Karar: 2007/4337
Karar Tarihi: 19.02.2007
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin husumette yanıldığı anlaşılmaktadır. Zira aynı adreste ve aynı ortakları olan iki işverenden bahsedilmekte ve her iki işverenin aynı nedenle işçi çıkardığından söz edilmektedir. Davacı gerçek işverenin kimliğinde hata yapmıştır. Kaldı ki dava dilekçesinin taraflarını gösteren başlangıcında davalı işveren gösterilmiş ise de, açıklamalar kısmında gerçek işveren belirtilerek, bu işveren hakkında karar verilmesi istenmiştir. Bu nedenle husumette yanılma olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde taraf sıfatında maddi hata yaptığı kabul edilmelidir
---------------
Yine de ben yerinizde olsam artık risk almadan yukarıda anlattığım en güvenli yolu seçerdim.
Saygılarımla...
|