25-02-2013, 15:36
|
#13
|
|
Sayın Balku dediğiniz gibi konu tartışmaya açık. Aracılık bedelinin nispi olması bence işi tam olarak komisyonculuk haline sokar çünkü o zaman bu; "tevkil alan avukat ne kadar kazanırsa ben de onun %? si kadar kazanırım anlamına gelir". Bu da direk olarak avukatın emeği kazancı üstünden kazanç elde etmek olur.
Eğer herkes izah etmeye çalıştığım sistemin bir işleyiş maliyeti olduğunu kabul ediyorsa -ki etse de etmese de ciddi bir maliyet var- bu maliyetin bir şekilde karşılanması gerektiğini de teslim eder.
Ücretin maktu olmasının mantığı ve bence işi komisyonculuktan çıkaran duurm şudur: Sistem sadece o çarkı hareket ettirenlerden bir bedel alır çünkü o çarkın hareket etmesi bir maliyet yaratır. Yani İstanbul'dan bir avukat Adana'daki duruşmasına girilmesini istemişse çark çalışmaya başlar:
-Tevkil eden avukattan bilgileri alır.
-Girilen bilgilere göre Adana'dan avukatı bulur.
-Avukatın bulunduğunu tevkil edene bildirir, ödemeyi tahsil edip depo eder.
-Yapılacak işle ilgili bilgi ve belgeleri tevkil edilen avukata ulaştırır.
-İşin yapılıp yapılmadığını teyit eder ve tevkil edene bildirir.
-Tevkil eden olur verir ise tevkil alana ödemesini yapar.
Bu yukarıdakiler işin olumlu gitmesi durumunda yapılacaklardır. İşte aksama olursa sistemin yapacağı şeyleri yazmıyorum bile.
İşte alınan bu maktu ücret bu çarkı döndürmenin karşılığıdır yoksa avukatın emeğine göz dikilmiş değildir.
Lütfen biri bana Adli Yardım'dan iş alan avukatın ödeneğinden baro tarafından yapılan NİSPİ %10 kesintinin bu işten daha masum olduğunu,
UYAP üzerinden yapılan her sorgudan ücret alınmasının bu işten ne farkı olduğunu açıklasın...
|