23-02-2013, 14:18
|
#6
|
|
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E:2000/13-925 - K:2000/950
ALACAK DAVASI ( Kesin Mehil Verilmesi )
KESİN MEHİL ( Kesin Mehilin Amacına Uygun Verilmesinin Gerekmesi )
ÖZET :
Kesin mehil yargılamanın süratle yapılması amacına uygun olarak verildiği takdirde hüküm ifade eder. Somut olayda, müteakip duruşma gününe kadar taraflara delillerini ve belgelerini bildirmeleri dışında başka bir işlem öngörülmediğine göre burada verilen 10 günlük sürenin makul ve yerinde bir süre olduğunu kabule olanak yoktur. Çünkü mahkeme zaten delillerin toplanmasına sonraki oturumda başlayacaktır. Açıklanan nedenlerle verilen kesin mehil yasaya ve amacına uygun değildir.
DAVA :
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 6.5.1999 gün ve 1999/123 E - 277 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 5.10.1999 gün ve 1999/5884-6686 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı, davalıyı taşınmazını satması için vekil tayin ettiğini, davalının taşınmazı 12.000 DM'a satmasına rağmen alıcıyı 7000 DM'a aldığını söylemesi konusunda uyardığını, bunun üzerine vekillikten azlettiğini ancak davalı tarafından kendisinin korkutularak tapuda devir işlemini yapmaya zorlandığını belirterek 5000 DM karşılığı 991.340.000 TL.'nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacıya ait taşınmazı bedelini ödeyerek haricen satın alıp 3. bir şahsa sattığını, bunun üzerine davacının rızası ile tapuda ferağ işlemini yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece kesin süre içerisinde delil bildirilmediğinden ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde davasına dayanak yaptığı delilleri açıklamıştır.
Mahkemenin 23.3.1999 günlü celsesinde her ne kadar taraflara delil ve belgelerini ibraz etmeleri için 10 gün kesin mehil verilmiş ise de, bu mehil yargılamanın süratle yapılması amacına uygun olarak verildiği takdirde hüküm ifade eder..23.3.1999 tarihli celsede kesin mehil veren mahkeme duruşmayı 6.5.1999 gününe ertelemiştir. Oysa ki, duruşma gününe kadar verilen süre içerisinde delillerin listesinin verilmesi ve ona ait belgelerin ibraz edilmesi dışında herhangi bir işlem yapılacağına ilişkin bir ara kararı da yoktur. Hal böyle olunca müteakip duruşma gününe kadar tarafların 10 günlük süre içerisinde delil ve belgeler bildirmeleri dışında başka bir işlem öngörülmediğine göre burada verilen 10 günlük sürenin makul ve yerinde bir süre olduğunu kabule hukuken olanak yoktur. Çünkü mahkeme zaten delillerin toplanmasına 6.5.1999 günü oturumdan sonraki dönemde başlayacaktır. O nedenle mahkemece verilen kesin mehil HUMK. 163. maddesi hükmüne ve amacına uygun bir mehil olmadığından anılan madde sonuçlarını doğurmaz. Davacı, müteakip 6.5.1999 günlü celsede delillerini bildirmiş olduğuna göre iddiası kapsamında delilleri toplanmalı, davalının karşı delilleri de değerlendirilmeli hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin aksine düşüncelerle yazılı şeklide karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir." ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hükme etkili itirazların Yargıtay 13. Dairesinin 5.10.1999 gün ve 5884-6686 sayılı ilamında ayrı ayrı ele alınıp cevaplandırılmış bulunmasına ve özellikle mahkemece HUMK. 180. maddesi gereğince verilen 10 günlük süre yasada öngörülmesi nedeniyle değiştirilemezsede kesin sürenin veriliş biçiminin yasal kurallara uygun bulunmadığına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. .
SONUÇ :
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 7.6.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.
saygılar
|