23-02-2013, 09:01
|
#25
|
|
yukarıda yazdıklarıma ilaveten belirtmek isterim.Avukatlık mesleği de bir temsil ilişkisidir.Temsil ilişkisinin kaynağı borçlar hukuku olup,temsil ilişkisinin başlaması için sözlü beyan daha yeterli olup,yazılılık zorunlu unsur değildir.Vekaletnamenin faydası ispat açısından olup,temsil ilişkisinin başlaması için değildir.cmk 153 uyarınca müdafii/vekilin dosya incelemesi için vekaletname şartı aranmamaktadır.Kaldı ki,kalem yönetmeliği madde 45 te de değişiklik yapılmış ve cmk 153 ile uyumlu hale getirilerek,vekaletname aranma zorunluluğu kaldırılmıştır.Müdafiilik ilişkisinin başlaması için gerek CMUK gerekse CMK da hiçbir zaman vekaletname aranmamıştır;Yargıtay da bir kararında(karar sanırım 70 li yıllara aitti)duruşmada sanık ile müdafiinin beraber olması ve sanığın vekili müdafii olarak kabul etmesi halinde,müdafiinin vekaletname olmasa dahi kanun yollarına dahi başvurabileceği belirtilmiştir.Avukatların sır saklama yükümlülükleri de göz önüne alındığında müdafii/vekilin arada vekaletname olmasa dahi dosyayı inceleme ve hatta örnek alması engellenemez.Her ne kadar AİHS de dosya incelemeye ilişkin özel bir madde yer almamaktaysa da AİHM kararlarında madde 6 ya dayanarak dosya incelemenin ve örnek almanın kısıtlanamayacağını aksi durumun aidl yargılanma hakkının ve silahların eşitşiği ilkesine aykırı olacağını belirtmektedir.Kaldı ki,hakkında isnat edilen suçu bilmeden bir kimsenin kendisini savunması mümkün olmadığı aşikardır.Avukatın dosyayı inceledikten sonra davayı almaktan vazgeçebilir,böylece hem zaman kaybının önüne geçilmiş olur,hem de müvekkil olacak kişiye boşuna masraf yaptırılmamış olur.
|