|
“Davacının, dava dışı Zorbey Cebecinin davalı ile yapmış olduğu 10.5.2001 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinde kefil olduğu dosyada yer alan kira sözleşmesinden anlaşılmaktadır. Davacı, davaya konu olan alacağın 10.5.2002 tarihinde başlayan yeni döneme ilişkin olup kefaletinin sözleşme ile sınırlı olarak 1 yıl olduğunu bu nedenle kendisinden hiçbir alacak talep edilemeyeceği halde hakkında 12 aylık kira alacağı nedeniyle takip yapıldığını, bu takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Yerel mahkemece kefaletin 1 yıl süreli olduğunu ancak sözleşmenin özel şartlar bölümünün 10. maddesinde yenilenen kira devrelerinde de kefaletin devam edeceğinin kabul edildiğine göre bu şartın kefili bağlayacağı gerekçesiyle dava rededilmiştir. BK. 484. maddesi gereğince kefilliği mesul olacağı muayyen bir miktar gösterilmesi öngörülmüş olup, ilk yıldan sonra sözleşmenin ne kadar süre devam edeceği ve mesul olacağı miktar belirlenmediğinden özel şartların 10. maddeside konunun buyurucu nitelikteki bu hükmüne aykırı düşeceğinden geçersiz sayılması gerekir. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.” ( Yargıtay 13 Hukuk Dairesi 2003/7924 E. Sayılı kararı. )
Davalı kefil Mehmet Karaşen vekilinin temyiz itirazlarına gelince; hükme esas alınan ve davaya dayanak yapılan 30/07/2002 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kira sözleşmesine dayanarak yeni başlayan dönemdeki kira alacaklarının tahsilini istemektedir. Davalı M. K. bu kira sözleşmesinin müteselsil kefilidir. Kira sözleşmesinin hususi şartlar 8. maddesinde "... Kefiller kontratın yenilenmesi halinde de yenilenen dönem içerisinde sorumluluğu kabul eder." hükmü düzenlenmiş ise de, ne kadar süreyle ve hangi miktar için müteselsil kefilin sorumlu olacağı belirtilmediğinden ve Borçlar Kanunu'nun 484. maddesi gereği kefilin sorumluluğu sözleşmede kararlaştırılan kira süresi ile sınırlı bulunduğundan takibe konu dönemdeki alacaklardan kefil Mehmet K. sorumlu tutulamaz. Bu nedenle adı geçen davalı kefil hakkındaki davanın reddi gerekirken kabulü doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.” Yargıtay 6 Hukuk Dairesi 2011/4586 E. Sayılı kararı
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU :
“Borçlar Kanunu'nun 484. maddesi ve anılan İçtihadı Birleştirme Kararı birlikte değerlendirildiğinde, kira sözleşmelerindeki kefaletler bakımından şu saptamalar yapılabilmektedir:
Yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişi; sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca, kiracının ödemekle yükümlü bulunduğu kira paralarından, kefil sıfatıyla kiralayana karşı sorumludur. Zira, böylesi bir durumda, kefilin sorumluluğu süre ve miktar itibariyle belirlidir; kefil, sorumluluğunun kapsamını ve sınırlarını bilmektedir.
Kira süresinin, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun'un 11. maddesi gereğince uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun ( kefilin sorumluluğunun uzayan dönem için de devam edeceğinin ) sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması gerekir. Bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmiş olması da şarttır. Eş söyleyişle, ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir. HAKİM, BU YÖNLERİ RESEN DİKKATE ALMAKLA YÜKÜMLÜDÜR.
Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde:
Yukarıda belirtildiği üzere, davaya konu kira sözleşmesinin 7. maddesinde, kefaletin, kira ilişkisi sona erinceye ve kiralayan ile kiracı arasındaki tüm sorunlar çözülünceye kadar devam edeceği belirtilmiş ise de; kefilin gerek sorumlu olacağı süre ve gerekse sorumlu tutulacağı azami miktar gösterilmemiştir.
Görülmekte olan davada; itirazın kaldırılması isteminin konusunu oluşturan icra takibinde, 15.9.1999 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesine dayanılmıştır. Ancak, tahsili istenilen kira paraları, kira süresinin bittiği 15.9.2001 tarihinden sonraki döneme ( 2004 yılına ) aittir.
Bu durumda, takibe konu kira paralarından davalı kefilin sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/6-78 E. 2006/88 karar sayılı ilamı
|