11-02-2013, 18:02
|
#3
|
|
Tasarrufun iptali davalarında, belirtmiş olduğunuz hususun başlı başına davanın kabulü ya da reddi için neden olamayacağını düşünüyorum. Eğer başka hiçbir iddia araştırılmadan sadece ödeme bankadan yapıldı diye dava reddedilirse eksiklik olacağı kanaatindeyim. Yargıtay'ın yerleşik görüşü de bu yönde. Bu iddia değerlendirilirken bir çok farklı unsurun dikkate alınması gerekiyor. Tabii dava dilekçeniz kapsamında bu iddiaları ileri sürmüşseniz...
Örneğin tasarrufun yapıldığı tarih-borcun doğum tarihinin çok yakın olması, tasarruf işleminin taraflarının birbiri ile yakınlığı (örneğin bir davamda borçlu şirketin muhasebecisine devir söz konusu idi, Yerel Mahkeme de Yargıtay da bu durumu bir bağ olarak gördü, muhasebecinin borçlu şirketin durumundan haberdar olacağı kabul edildi)- devralan kişinin devreden borçlunun mali durumundan haberdar olabilecek bir kimse oluşu, tarafların adres benzerlikleri, tapu bedeli ile rayicin oransızlığı, borçlunun karşılık olarak pek aşağı bedel kabul etmesinin bağış niteliğinde oluşu gibi şimdi aklıma da gelmeyen pek çok unsuru bir arada düşünmek gerekiyor.
|