ARGITAY
 8. HUKUK DAİRESİ
 E. 2009/6184
 K. 2010/435
 T. 2.2.2010
 • KATKI PAYI ALACAĞI İSTEMİ (Evlenme Tarihinden Fiili Ayrılık Tarihine Kadar Geçen Dönemde Söz Konusu Kooperatife Aidat Ödemesi Olup Olmadığının Araştırılması Gerektiği)
 • AİDAT ÖDEMESİ (Katkı Payı Alacağı İstemi - Evlenme Tarihinden Fiili Ayrılık Tarihine Kadar Geçen Dönemde Söz Konusu Kooperatife Aidat Ödemesi Olup Olmadığının Araştırılması Gerektiği)
 • İAŞE YÜKÜMLÜLÜĞÜ (Gözetilerek Bilirkişiden Davacı Kadının Dava Konusu Kooperatif Hissesine Sağlayabileceği Katkı Miktarı Konusunda Görüşünün Alınması Gerektiği)
 4721/m.152
 ÖZET : Dava, katkı payı alacağı istemidir. Evlenme tarihinden fiili ayrılık tarihine kadar geçen dönemde söz konusu kooperatife  aidat ödemesi olup olmadığının araştırılması, varsa ödeme tarihleri ve  miktarlarının belirlenmesi, bundan sonra tarafların gelir durumları ve  davalı kocanın T.M.K.nun 152. maddesinden kaynaklanan iaşe yükümlülüğü  de gözetilerek bilirkişiden davacı kadının davaya konu kooperatif hissesine sağlayabileceği katkı miktarı konusunda görüşünün alınması ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerekmektedir. 
DAVA : İlkay G. ile Üçler G. aralarındaki katkı payı  alacağı davasının reddine dair Aksaray 2. Aile Mahkemesinden verilen  26.5.2009 gün ve 11/367 Sayılı hükümün duruşma yapılması suretiyle  Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya  incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için  2.2.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.  Duruşma günü temyiz eden davacı vekili geldi. Başka kimse gelmedi.  Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan  ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son  verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü: 
KARAR : Davacı İlkay G. vekili; vekil edeninin katkıları  ile evlilik birliği içinde ve tarafların fiilen ayrıldıkları 1.1.2000  tarihinden önce edinilen 68 DP 790 plaka sayılı araç için 3500,00 YTL,  Umut Yapı Kooperatifi  hissesi için ise ayrılık tarihinde sahip olduğu 15000,00 YTL'nin 1/2  sine karşılık gelen 7500,00 YTL olmak üzere toplam 11.000,00 YTL'nin  fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren  işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini  istemiştir. 
Davalı vekili ise; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. 
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 
Taraflar 18.9.1992 tarihinde evlenmişler, 25.6.2003 tarihinde açılan boşanma  davasının kabulüne ilişkin hükümün kesinleşmesiyle 8.12.2004 tarihinde  boşanmışlar ise de fiili ayrılığın 1.1.2000 tarihinde gerçekleştiği ve  tarafların bundan sonra bir araya gelmedikleri hususunda bir uyuşmazlık  bulunmadığı gibi, davacının talepleri de fiili ayrılık tarihinden önce  var olduğu iddia edilen katkıya  ilişkindir. Bu sebeple taraflar arasında ki uyuşmazlık, 743 Sayılı  T.M.K.nun 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin  geçerli olduğu döneme ilişkin bulunduğuna göre. Borçlar Kanununun genel  hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları  münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar  verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacının birlikte  edinildiğini ileri sürdüğü 68 DP 790 plaka sayılı aracın davalı adına  kayıtlı olmaması ve kayıtlara yansımamış olsa dahi taraflarca bedeli  ödenmek suretiyle kayıt sahibi Cennet G. ve onun eşi Şammaz G.'den satın  alındığının kanıtlanmamış olması karşısında davaya konu araca ilişkin  olarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik  bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle; davacı vekilinin bu yöne ilişkin  temyiz itirazlarının reddi ile hükümün 68 DP 790 plaka sayılı araca  ilişkin bölümünün ONANMASINA, 
Davacı vekilinin davaya konu diğer mal varlığına yönelik temyiz  itirazlarına gelince; dosya arasında bulunan S.S Umut Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu imzalı 31.5.2005 tarihli cevabi yazıya göre; davaya konu kooperatif  hissesi davalı eş tarafından 30.9.1991 tarihinde edinilmiş ve  tarafların ayrı yaşamaya başladığı tarihten hemen sonra 6.1.2000  tarihinde üçüncü bir kişiye devredilmiştir. Davacı öğretmen olarak  çalışan ve düzenli gelire sahip olan bir kişidir. Bu durumda evlenme  tarihinden fiili ayrılık tarihine kadar geçen dönemde adı geçen kooperatife yapılan aidat ödemeleri varsa aynı evde yaşayan ve düzenli gelire sahip bulunan bir kişinin ödemelere katkıda bulunduğunun kabulü gerekirken mahkemenin; davacı kadının somut olarak katkıda bulunduğu belirlenememiştir şeklindeki değerlendirmesinde isabet bulunmamaktadır. 
Bu nedenle; evlenme tarihinden fiili ayrılık tarihine kadar geçen dönemde söz konusu kooperatife  aidat ödemesi olup olmadığının araştırılması, varsa ödeme tarihleri ve  miktarlarının belirlenmesi, bundan sonra tarafların gelir durumları ve  davalı kocanın T.M.K.nun 152. maddesinden kaynaklanan iaşe yükümlülüğü  de gözetilerek bilirkişiden davacı kadının davaya konu kooperatif hissesine sağlayabileceği katkı miktarı konusunda görüşünün alınması ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerekmektedir. 
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarda açıklanan sebeple yerinde bulunduğundan kabulüyle usul ve yasaya aykırı kooperatif  hissesine ilişkin bulunan hüküm bölümünün H.U.M.K.nun 428. maddesi  uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte  bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL  avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat  marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı  15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL'nin temyiz  eden davacıdan alınmasına, 2.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi. 
*T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas:  2003/15455
Karar: 2004/5163
Karar Tarihi: 12.04.2004
ALACAK DAVASI - KATKI PAYI İSTEMİ - ÖNCEKİ MEDENİ KANUN HÜKÜMLERİNİN  UYGULANMASI GEREĞİ - TAŞINMAZIN İKTİSAP TARİHİNE GÖRE KATKI PAYI  ORANINDAKİ BEDELİN ÖDENMESİ GEREĞİ
ÖZET: Dosyada bulunan 10.5.2003 tarihli bilirkişi raporunda davacı ve  davalının kooperatif üyeliği süresince gelirleri karşılaştırılmış,  davacının katkı oranın %26, davalının katkı oranı ise %74 olarak  belirlenmiştir. Davacı, davalı adına kayıtlı olan taşınmazın iktisap  tarihine göre ancak katkı payı oranındaki bedelin ödetilmesini  isteyebilir. Mahkemece davacının katkı payı göz önüne alınarak hüküm  kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya  aykırı olup bozmayı gerektirir.
(4721 S. K. m. 250)  (4722 S. K. m. 1)
Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda  ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen  hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya  incelendi gereği konuşulup düşünüldü: 
Karar: Davacı, davalı eşi tarafından açılan boşanma davasının devam  ettiğini, evlilik birliği içinde davalı ile birlikte çalışarak  kooperatife üye olmak suretiyle bir daire sahibi olduklarını, ancak  dairenin davalı adına kayıtlı bulunduğunu ileri sürerek katkı payı  olarak şimdilik 10.000.000.000 TL. ödetilmesine karar verilmesini  istemiştir. 
Davalı, davanın reddini savunmuştur. 
Mahkemece, Medeni Kanunun 250. maddesi gereğince ailenin ekonomik  geleceğini güvenceye almaya yönelik yatırımlar veya bunların yerine  geçen değerlerin mal rejiminin sona ermesi halinde eşler arasında eşit  olarak paylaşılacağı gerekçesiyle dairenin rayiç bedelinin 1/2 değeri  üzerinden 15.000.000.000 TL. nın davacıya ait olduğu belirtilerek  taleple bağlı kalınarak 10.000.000.000 TL. nın tahsiline karar verilmiş  hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 
Davacı eş, davalı ile birlikte 6-7 yıl kooperatif aidatlarını ödedikten  sonra daire sahibi olduklarını ancak dairenin davalı adına kayıtlı  olması nedeniyle katkı payının ödetilmesine işlemiş olup, dosyadaki  delilerden 1991-1998 yılları arasında kooperatif aidatlarının ödendiği  dairenin, 22.6.1999 tarihinde davalı adına tapusunun alındığı  anlaşılmaktadır. Az yukarda açıklandığı üzere mahkemece Medeni Kanunun  250. maddesi gereğince taşınmazın 1/2 değeri üzerinden hüküm kurulmuş  ise de, yeni Medeni Kanunla kabul edilen edinilmiş mallara katılma  rejimi 1.1.2002 tarihinden itibaren edinilen mallarda uygulanabilir.  Dava konusu olayda ise kooperatife üye olmak suretiyle 22.6.1999  tarihinde dairenin tapusu alınmış olduğundan taşınmazın satın alındığı  tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinin  olaya uygulanması gerekir. Dosyada bulunan 10.5.2003 tarihli bilirkişi  raporunda davacı ve davalının kooperatif üyeliği süresince gelirleri  karşılaştırılmış, davacının katkı oranın %26, davalının katkı oranı ise  %74 olarak belirlenmiştir. Davacı, davalı adına kayıtlı olan taşınmazın  iktisap tarihine göre ancak katkı payı oranındaki bedelin ödetilmesini  isteyebilir. Mahkemece davacının katkı payı göz önüne alınarak hüküm  kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya  aykırı olup bozmayı gerektirir. 
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden  davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine,  12.04.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY
 8. HUKUK DAİRESİ
 E. 2012/558
 K. 2012/1180
 T. 27.2.2012
 • KATKI PAYI ALACAĞI DAVASI ( Tarafların Kooperatif  Üyeliği ile Elde Etmiş Oldukları Taşınmaza Ait Ödemelerinin Büyük Bir  Kısmını 4721 S.K. Yürürlük Tarihinden Önce Tamamlamış Olduğu - Bir  Yıllık Zamanaşımı Süresinin Cari Olamayacağı )
 • ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Katkı Payı  Alacağına İlişkin Davada 4721 S.K. 01.01.2002 Yürülük Tarihinden Önce  Taşınmaza İlişkin Ödemelerin Yapılması Nedeniyle - Borçlar Kanunu Genel  Hükümlerine Göre 10 Yıllık Zamanaşımı Süresinin Geçerli Olduğu )
 • EDİNİLMİŞ MAL ORTAKLIĞI REJİMİ ( Taraflar Arasında 01.01.2002  Tarihinden Sonraki Dönem İçin Uygulanabileceği - Bir Yıllık Zamanaşımı  Süresinin Geçirildiğinden Bahisle Davanın Reddedilmesinin Hatalı  Olduğu/Katılma Payı Alacağı Davası )
 • MAL AYRILIĞI REJİMİ ( 4721 S.K. 01.01.2002 Yürülük Tarihinden Önce Eşler Arasında Geçerli Olduğu )
 • ON YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Taraflar Arasındaki Katkı Payı  Alacağı Davasında BK Genel Hükümlerinin Uygulanacağı - Mahkemece 1  Yıllık Zamanaşımı Süresinin Geçirildiğinden Bahisle Davanın  Reddedilmesinin Hatalı Olduğu )
 4721/m. 5,178,202,225
 818/m. 125
 743/m. 170
 ÖZET : Taraflar arasındaki katkı payı  alacağına ilişkin davada, Dava konusu taşınmaza ait üyelik aidat  ödemelerinin ağırlıklı kısmı 01.01.2002 tarihinden önce yapıldığından kooperatif  üyeliği yoluyla edinilen bağımsız bölümün 01.01.2002 tarihinden önce  bittiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle Borçlar Kanununun genel  hükümlerine göre davanın çözüme kavuşturulması mümkündür. 01.01.2002  tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı kanunda düzenlenen 1 yıllık dava  zamanaşımına ilişkin düzenlemenin eldeki dava bakımından  uygulanamayacağından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar  verilmesi hatalıdır. 
DAVA : M.S. Y. ile N.N.A. aralarındaki katkı payı  alacağı davasının reddine dair Karşıyaka 2. Aile Mahkemesinden verilen  18.12.2009 gün ve 322/1179 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı  vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği  düşünüldü: 
KARAR : Davacı vekili, tarafların 1994 yılında  evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 22123 ada 1 parsel  üzerindeki 7 nolu bağımsız bölümün edinilmesine kişisel gelir ve  birikimleriyle 1/2 oranında katkıda  bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere  10.000 TL alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar  verilmesini istemiştir. 
Davalı vekili, boşanma kararının 31.12.2007 tarihinde kesinleştiğini, 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, taşınmazın kooperatif  aracılığı ile edinildiğini, peşinat, aidat ve taksitlerin vekil edeni  tarafından yatırıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini  savunmuştur. 
Mahkemece, "davanın katılma alacağı niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki boşanma  kararının 31.12.2007 tarihinde kesinleştiği, TMK.nun 178.maddesi  uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığı  görüşünden hareketle davanın reddine" karar verilmesi üzerine; hüküm,  davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 
Taraflar, 11.08.1994 tarihinde evlenmiş, 03.07.2007 tarihinde açılan boşanma  davasının kabulüne ilişkin hükmün 31.12.2007 tarihinde kesinleşmesiyle  boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden ( 4722 sayılı K. m. 10 )  eşler arasında evlenme tarihi olan 11.08.1994 tarihinden 4721 sayılı  TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı ( 743  sayılı TKM. m. 170 ), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir ( TMK. m. 202,225 ). 
Dava konusu 22123 ada 1 parsel üzerindeki 7 nolu bağımsız bölüm,  08.08.2003 tarihinde ferdileştirme yoluyla davalı adına tescil edilmiş  ise de, esasen taşınmaz SS. Ç... Konut Yapı Kooperatifi aracılığı ile edinilmiş olup, kooperatif  üyeliği 20.05.1996 tarihinde başlamıştır. Üyelik aidat ödemelerinin  ağırlıklı kısmı 01.01.2002 tarihinden önce yapıldığına, yine şerefiyeye  ait taksitlerin de belirtilen tarihten önce ödendiği Dairenin geri  çevirme yazıları üzerine gelen belgelerden anlaşıldığına göre kooperatif üyeliği yoluyla edinilen bağımsız bölümün 01.01.2002 tarihinden önce bittiğinin kabulü gerekir. O halde dava; katkı payı  alacağı davası niteliğinde olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın  Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması  gerekmektedir. Bu durumda, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721  sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen 1 yıllık dava zamanaşımına  ilişkin düzenlemenin eldeki dava bakımından uygulanamayacağı açıktır.  Borçlar Kanununun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava  için öngördüğü 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören TMK.nun 5.maddesi  yollamasıyla 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği  hususunda duraksama bulunmadığına göre, mahkemece 4721 sayılı TMK. nun  178.maddesi dikkate alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar  verilmiş olması doğru görülmemiştir. İddia ve savunma çerçevesinde  toplanacak deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar  verilmelidir. 
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile  hatalı değerlendirmeye dayalı usul ve yasaya aykırı hükmün açıklanan  nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun  428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde  temyiz eden davacıya iadesine, 27.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.