Mesajı Okuyun
Old 29-01-2013, 18:20   #5
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1183

K. 2004/7711

T. 14.6.2004

• YAYIN YOLU İLE KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI ( Manevi Tazminat - Ceza Mahkemesince Suç Öğelerinin Oluşmadığı Nedeniyle Beraat Kararı Verilmesi Hali Dışında Eylemin Suç Oluşturup Oluşturmadığının Hukuk Yargıcı Tarafından Değerlendirilip Saptanması Gereği )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Ceza Mahkemesince Suç Öğelerinin Oluşmadığı Nedeniyle Beraat Kararı Verilmesi Hali Dışında Eylemin Suç Oluşturup Oluşturmadığının Hukuk Yargıcı Tarafından Değerlendirilip Saptanması Gereği )

• ZAMANAŞIMI ( TCK.m.102/4'de Düzenlenen Ceza Davası Zamanaşımı Süresi İse 5 Yıl Olduğu Halde Yazı Nedeniyle Sorumlu Müdür Sıfatını Taşıyan Davalı Yönünden BK.m.60/2 Uyarınca Uzamış Ceza Davası Zamanaşımı Süresi Söz Konusu Olduğu )

818/m.60/2

765/m.102/4


ÖZET : Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Ceza mahkemesince, suç öğelerinin oluşmadığı nedeniyle beraat kararı verilmesi hali dışında; eylemin suç oluşturup oluşturmadığının, hukuk yargıcı tarafından değerlendirilip saptanması gerekir. Davaya konu yayın ile ilgili olarak bir ceza soruşturması veya kararı bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, yayının aynı zamanda suç niteliğini taşıyıp taşımadığının mahkemece belirlenmesi gerekmektedir.
Bu eylemin, TCK.m.102/4'de düzenlenen ceza davası zamanaşımı süresi ise 5 yıldır. O halde, yazı nedeniyle sorumlu müdür sıfatını taşıyan davalı Uğur Sarı yönünden BK.m.60/2 uyarınca uzamış ceza davası zamanaşımı süresi söz konusudur.
DAVA : Davacı Necmi Halıcı vekili Avukat Tuncer Aktaş tarafından, davalılar Hürriyet Gaz. Mat. A.Ş vd. aleyhine 29/07/2003 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen 18/11/2003 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının davalılardan Gözcü Gazetesi'ne ve imtiyaz sahibi Mehmet Ali Yalçındağ'a yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının, diğer davalı Uğur Sarı'ya yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Davaya konu edilen yayında, "Tele-aşklı kuyumcu soygunu" başlığı altında:
"Cep telefonuyla tele-aşk yaparak kuyumcunun dikkatini dağıtıp, 7, 5 milyarlık bilezik çalan iki kadın soyguncu yakalandı.
Erzurum'da Kadriye Alcan ( 41 ), Taşmağazalar Semti'nde girdiği kuyumcuda soygun için fırsat kollarken, arkadaşı Melek Yıldız, erkek arkadaşı Ali Dinç'in kullandığı otomobilden cep telefonuyla kuyumcu Necmi Halıcı'yı telefonla arayıp "tele-aşk"a başladı. Yıldız, arkadaşı Alcan altınları alana kadar konuşmasını uzattı.
Kısa süre sonra bileziklerin kaybolduğunu fark eden kuyumcu, polisi arayarak yardım istedi. "Tele-aşk" şebekesinin peşine düşen polis, kent çıkışlarını kontrol altına aldırdı. Soyguncular, Ilıca yakınlarında yakalandı. Aramada, iki kadının külotlarından 7, 5 milyar lira değerinde altın bilezik çıktı.
Kars ve Ağrı'da kuyumcuları soyduktan sonra Erzurum'a gelen "tele-aşk" çetesi son işinde yakalandı. 23 yaşındaki Melek Yıldız cep telefonuyla, "tele-aşk" yaparken, arkadaşı Kadriye Alcan, bilezikleri çalıyordu." biçiminde haber yapılmıştır.
Mahkemece, yayın tarihinden itibaren BK.m.60/1'de ön görülen bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
BK.m.60/2 uyarınca, aynı zamanda suç niteliği taşıyan haksız eylem bakımından, ceza yasalarında ön görülen dava zamanaşımı süresi BK.m.60/1'de düzenlenen sürelerden daha uzun ise; ceza davası zamanaşımı süresinin göz önünde tutulması gerekir. Madde hükmünün uygulanabilmesi için, ceza davası açılmış bulunması gerekmediği gibi; mahkumiyet kararı verilmiş olması da koşul değildir. Bu anlamda, cumhuriyet savcılığının koğuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararı dahi, bağlayıcı ve etken değildir. Ceza mahkemesince, suç öğelerinin oluşmadığı nedeniyle beraat kararı verilmesi hali dışında; eylemin suç oluşturup oluşturmadığının, hukuk yargıcı tarafından değerlendirilip saptanması gerekir. Davaya konu yayın ile ilgili olarak bir ceza soruşturması veya kararı bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, yayının aynı zamanda suç niteliğini taşıyıp taşımadığının mahkemece belirlenmesi gerekmektedir. Davacı, hakkında yapılan haber ile; cep telefonu ile tele-aşk yapan ve bu nedenle dikkati dağıtılan bir kimse olarak gösterilmiştir. Ortalama değer yargıları göz önünde bulundurulduğunda, bu tür bir ilişkiye açık biri olarak gösterilmiştir. Yazıda, yer ve zaman ile kişi unsurları da yer almaktadır. Şu durumda yazı, aynı zamanda TCK.m.480'de düzenlenen ve ceza yaptırımına bağlanan hakaret suçunun da konusunu oluşturmaktadır. Bu eylemin, TCK.m.102/4'de düzenlenen ceza davası zamanaşımı süresi ise 5 yıldır. O halde, yazı nedeniyle sorumlu müdür sıfatını taşıyan davalı Uğur Sarı yönünden BK.m.60/2 uyarınca uzamış ceza davası zamanaşımı süresi söz konusudur. Karar, bu bakımdan doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda ( 2 )nolu bentte gösterilen nedenle davalılardan Uğur Sarı aleyhine BOZULMASINA; diğer davalılara yönelik temyiz itirazlarının ( 1 )nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve bu davalılara yönelik hükmün onanmasına ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/6/2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.