Sayın Av. güll,
bende benzer bir dava üzerinde çalışıyorum. evlilik dışı ilişki sonucu dünyaya gelen çocuk dedesi tarafında tanınıyor ve tanıma yoluyla soybağı ilişkisi kuruluyor.Çocuğun gerçek babası ile soybağı ilişkisi kuarabilmesi için başkasına soybağı ile bağlı olmaması gerektiğinden öncelikle tanıma yoluyla kurulan mevcut soybağının iptali gerekmektedir.Ardından babalık davası ile gerçek baba ile arasında soybağı kurulmaya çalışılacaktır. Yargıtay kararlarından anladığım üzere sadece gerçek baba ile soybağı kurulmasını ve tanıma yoluyla mevcut soybağının iptalini tek dilekçe ile de istemeniz mümkün. Mahkeme tefrik edip ayrı bir esasa kaydediyor ve ilk baş tanımanın iptali sonuçlandıktan sonra babalık davasına devam edilebiliyor.(bekletici mesele).
Ben kayyım atama kısmında sorun yaşıyorum;
1. kayyım atanma talebinde kayyımın adını belirtmek gerekiyor mu ve kimler kayyım olabiliyor?
2.kayyım atama talebinde "tanımanın iptali ve babalık davalarında çocucğa temsil kayyımı atamasına" şeklindemi talepte bulunmalıyım yoksa "soyabğına ilişkin davalarda çocuğa temsil kayyımı atanmasına" şeklinde daha genel bir ifade ile mi?
[FONT='Arial','sans-serif']T.C.[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']YARGITAY[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']HUKUK GENEL KURULU[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']E. 2011/2-160[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']K. 2011/247[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']T. 29.4.2011[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']• BABALIK TESPİTİ DAVASI ( Nüfus Kaydında Baba Olan Kişinin Davada Yer Almasının Kamu Düzenine İlişkin Olduğu - Dava Dilekçesinde Bu Kişinin Davalı Olarak Gösterilmediği/Davacının tanımanın iptalini İstemediği Şeklinde Yorumlanamayacağı )[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']• TANIMANIN İPTALİ ( Babalığın Tespiti Davasında İptal Davasının Bekletici Mesele Yapılacağı )[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']• BEKLETİCİ MESELE ( Babalığın Tespiti Davasında tanımanın iptalinin Bekletici Mesele Yapılacağı )[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']• KAMU DÜZENİ ( Babalığın Tespiti Davasında Nüfus Kaydında Baba Olan Kişinin Davada Yer Almasının Kamu Düzenine İlişkin Olduğu )[/font]
[FONT='Arial','sans-serif']4721/m. [FONT='Arial','sans-serif']298[/font][FONT='Arial','sans-serif'], [/font][FONT='Arial','sans-serif']301[/font][FONT='Arial','sans-serif'][/font][/font]
[FONT='Arial','sans-serif']ÖZET : [FONT='Arial','sans-serif']Dava dilekçesinin içeriğine bakıldığında, davacının tanıma yolu ile dava dışı kişi adına oluşturulan soybağının geçersiz olduğunu ileri sürerek nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve babalığa hükmedilmesini istediği görülmektedir. Nüfus kaydında baba olarak tescil edilmiş bulunan kişinin davada yer alması kamu düzeni ile ilgili olduğundan, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmemiş olması, davacının tanımanın iptalini istemediği şeklinde yorumlanamaz. O halde, Mahkemece davanın babalığa ilişkin bölümü tefrik edilip, ayrı bir esasa kaydedilmeli; öncelikle tanımanın iptali davası sonuca bağlanmalı, babalık davası bakımından da, iptal davası bekletici sorun yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. [/font][/font]
[FONT='Arial','sans-serif']DAVA : [FONT='Arial','sans-serif']Taraflar arasındaki "Babalık tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karadeniz Ereğlisi Asliye 1.Hukuk ( Aile Mahkemesi Sıfatıyla ) Mahkemesinin davanın reddine dair verilen 05.12.2008 gün ve 2008/206 E- 473 K.sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 08.07.2010 gün ve 2010/10026-13794 sayılı ilamı ile; [/font][/font]
[FONT='Arial','sans-serif']( ... Davacı, davalı H. T.'la 2002-2003 yıllarında nikahsız olarak karı-koca hayatı yaşadıklarını, bu birleşmelerinden İlayda isimli çocuklarının olduğunu, çocuk doğduğunda davalı Hüseyin'le ayrılmış oldukları için ve Hüseyin'in karşı çıkması nedeniyle çocuğu o dönemde nüfusa kaydettirmediğini, daha sonra arkadaşı olan Erkan'ın hanesine tescil edildiğini, küçük İlayda'nın gerçek babasının Erkan değil, davalı H. T. olduğunu ileri sürerek; küçük İlayda'nın gerçek babası H. T.'ın üzerine kaydedilmesini, çocuğun velayetinin tarafına verilmesini ve çocuğu için davalının nafaka ödemekle yükümlü tutulmasını istemiştir. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Küçük İlayda'nın 05.09.2003 doğumlu olup, davacının evlilik dışı ilişkisinden doğduğu ve bir başkasıyla evli olan dava dışı E. G.'nin hanesine "tanıma senedine" istinaden 30.06.2006 tarihinde tescil edildiği, davacının medeni durumunun ise "bekar" olduğu, küçük İlayda ile dava dışı E. G. arasındaki soybağının "tanıma" yoluyla kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu hukuki durum karşısında, dava, küçük İlayda ile dava dışı E. G. arasındaki soybağının geçersiz kılınması bakımından tanımanın iptali ( TMK.md.298 ), gerçek babanın davalı Hüseyin olduğuna ilişkin istek bakımından da "babalığa" ( TMK.md.301 ) ilişkindir. Çocuğun E. G. ile arasındaki soybağı geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi olanağı yoktur. O halde, mahkemece yapılacak iş, davanın babalığa ilişkin bölümünü tefrik edip, ayrı bir esasa kaydetmek; öncelikle tanımanın iptali davasını sonuca bağlamak, babalık davası bakımından, iptal davasını bekletici sorun yapmak ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Davanın tanımanın iptaline ilişkin bölümüyle ilgili olarak da, bu davada husumetin tanıyana yöneltilmesi ( TMK.md.298/2 ), küçüğü, davada temsil etmek üzere 17.07.2008 tarihli kararla atanan kayyımın duruşmaya çağrılarak davaya iştirakinin sağlanması ve göstermeleri halinde tarafların delillerinin toplanması, tanımanın iptali davasının tabii olduğu hak düşürücü sürelerin, davacı ana ve kayyım bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeden eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulası doğru bulunmamıştır... ), [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']KARAR : [FONT='Arial','sans-serif']Dosya içeriğine göre, küçük İlayda'nın 05.09.2003 doğumlu olup, davacının evlilik dışı ilişkisinden doğduğu ve bir başkasıyla evli olan dava dışı E. G.'nin hanesine "tanıma senedine" istinaden 30.06.2006 tarihinde tescil edildiği, küçük İlayda ile dava dışı E. G. arasındaki soybağının "tanıma" yoluyla kurulduğu anlaşılmaktadır. [/font][/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Bilindiği üzere babalık davasının dinlenebilmesi için,çocuk ile üçüncü kişi arasında bir soybağı kurulmuşsa, öncelikle soybağının geçersiz kılınması gereklidir. Aksi halde babalık davası dinlenmez. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Dava dilekçesinin içeriğine bakıldığında, davacının tanıma yolu ile dava dışı E. G. adına oluşturulan soybağının geçersiz olduğunu ileri sürerek nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve babalığa hükmedilmesini istediği görülmektedir. Nüfus kaydında baba olarak tescil edilmiş bulunan E. G.'nin davada yer alması kamu düzeni ile ilgili olduğundan, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmemiş olması, davacının taımanın iptalinistemediği şeklinde yorumlanamaz. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']O halde, Mahkemece davanın babalığa ilişkin bölümü tefrik edilip, ayrı bir esasa kaydedilmeli; öncelikle tanımanın iptali davası sonuca bağlanmalı, babalık davası bakımından da, iptal davası bekletici sorun yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Davanıntanımanın iptaline ilişkin bölümüyle ilgili olarak da, bu davada husumetin tanıyana yöneltilmesi ( 4721 s.TMK.md.298/2 ), küçüğü davada temsil etmek üzere 17.07.2008 tarihli kararla atanan kayyumun duruşmaya çağrılarak davaya iştirakinin sağlanması ve göstermeleri halinde tarafların delillerinin toplanması, tanımanın iptali davasının tabii olduğu hak düşürücü sürelerin, davacı ana ve kayyum bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']Açıklanan hususlar göz ardı edilerek önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. [/font]
[FONT='Arial','sans-serif']SONUÇ : [FONT='Arial','sans-serif']Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının bozma kararında ve yukarıda açıklanan gerekçelerle H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 29.04.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi. [/font][/font]