|
|
|
|
...yanıtınızda geçen Y.17 HD. 2010/3778 E, 2011/3493 K., sayılı ilamını ...paylaşabilir misiniz?
|
|
 |
|
 |
|
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici |
 |
|
|
|
|
|
|
Tabi ki paylaşırım, ancak en erken yarın olabilir
|
|
 |
|
 |
|
Bazen avukatların uykuları kaçar saikiyle

ve Sayın Dikici'nin affına sığınarak

:
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükümün süresi içinde, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu 34 ____ 05 plakalı aracın 22.8.2006 tarihinde 34 ____ 355 plakalı araca çarpması sonucu müvekkillerinin yaralandıklarını ve tedavi gördüklerini belirterek, davalı tarafından yapılan ödemenin mahsubu sonucu, 5.187,05 TL kalan maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile de
davalı tarafından ibranameye yapılan ödemenin 7.367,03 TL değil 1.617,03 TL olduğunu bildirerek alacak miktarını 10.937,05 TL'ye yükseltmiş, ıslah harcını yatırmamıştır.
Davalı vekili, müvekkilinin ödeme yaptığını ve ibra edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, imzalanan belgenin ibra kastı içermediği gerekçesi ile ıslahda nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacılar vekili dilekçesinde, 22.8.2006 tarihinde meydana gelen kazada müvekkillerinin yaralanarak tedavi gördüklerini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün olayda %100 kusurlu olduğunu, toplam 12.554,08 TL tedavi giderini müvekkillerinin ödediğini, davalı sigortalının ödeme yapmadığını ve ibra vermeye zorlandıklarını, ibraname ile 7.367,00 TL ödenen miktarın dökümü ile ibranameden bir gün önce bu davayı açarak 5.817,05 TL talep ettiklerini, ancak yargılama sırasında davalının ibranamede belirtilen tutarı değil 1.617,00 TL ödediğini belirterek ıslah dilekçesi ile talebini 10.937,05 TL olarak artırmıştır.
Davalı ise, ibranamede belirtilen tutarın tamamının davacılara ödendiğini ve ibra edildiklerini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıların isteyebilecekleri maddi tazminatın (tedavi giderinin) miktarı,
ibranamenin bu borcu sona erdirip erdirmediği ve
davalıca ödenen tazminatın miktarına ilişkindir.
Davacı vekili
7.11.2006 tarihli 7.367,03 TL tutarındaki ibraname örneğini dosyaya sunmuştur. Bu ibranamenin altında "yukarıda belirtilen ve tarafımıza ödenecek tazminat bedelinin T. İş Bankası Cağaloğlu Şubesi nezdindeki ____ nolu hesabımıza havale edilmesini rica ederim" ibaresi bulunmaktadır.
Bu durumda 7.11.2006 ibra tarihi itibariyle davalı tarafından davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
BK.nun 113. ve devamı maddelerinde gerek asıl borcun, gerekse ferilerinin sona ermesini sağlayan nedenlerden bir kısmı düzenlenmiştir. Bunlardan biri olan ibra alacaklının, alacak hakkını ortadan kaldırmak üzere alacaklı ve borçlu arasında yapılan bir tasarrufi muameledir.
İbranın, karşılıksız olması Türk Hukukunda kural olarak kabul edilmemektedir.
Bir belgenin ibra mı yoksa makbuz niteliğinde mi olduğu, diğer deyişle, borcun sona ermesine mi neden olduğu, yoksa borçtan belli bir miktarın indirilmesi olarak mı değerlendirileceği yönü, MK.nun 2. maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. Eğer, esas alacak veya tazminat miktarı ile ibra belgesi verilmesine neden olan alacak arasında açık oransızlık varsa, bu belgeyi makbuz niteliğinde değerlendirmek gerekir.
2918 sayılı KTK.nun 111. maddesi de bu yasa kapsamına giren olaylarda tazminat miktarına ilişkin olupda yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar ve uzlaşmaların, yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içerisinde iptal edilebileceği hükümünü getirmiştir. Bu talep yargılamada defi olarakta ileri sürülebilir.
Somut olayda; davacılar, "banka dekontu" başlıklı, 8.11.2006 tarihinde Axa Oyak Sigorta tarafından 895,48 TL, 308,89 TL, 252,46 TL ve 160,24 TL olmak üzere toplam 1.617,03 TL ödemeyi gösteren yazıyı sunmuştur. Ancak bu belge tarafları bağlar nitelikte imzayı içermediği gibi ilgili bankaca verilmiş bir belge olmadığından geçerli de değildir. Yine tarafların dayanmış olduğu
7.11.2006 tarihli 7.367,03 TL tutarındaki ibranamenin kapsamı ve ibraname altındaki yazıya nazaran belirtilen tutarın ödendiğini gösteren belge de yoktur. Bu husus mahkemece de araştırılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, yapılacak iş, ibranameyi veren hak sahiplerinin gerçek zararlarını bilirkişi raporu ile saptanmış olması karşısında, ödeme hususu taraflar arasında itilaflı bulunduğundan, ibraname ile davacı vekilinin beyanına nazaran 8.11.2006 tarihinde davalı sigortaca yapıldığı belirtilen toplam 1.617,00 TL tutarın ödendiğini gösteren belge olup olmadığı araştırılarak, bankadan ibraname altındaki yazı da nazara alınarak ödemeye ilişkin havale ve belgeler getirtilip, gerektiğinde banka kayıtlarında inceleme yapacak konusunda uzman bilirkişiye HUMK.nun 227/2. maddesi gereğince yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle inceleme yaptırılarak, davalı tarafından yapılan ödemelerin miktarı tesbit edilmek suretiyle, tazmin edilecek miktar ile davalı tarafça yapılan ödemeler arasında yetersizlik veya açık oransızlık bulunup bulunmadığı saptanıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
3 - Kabule göre de; davacılar vekili ıslah harcını ikmal etmemiştir. Artırılan kısım için ıslah peşin harcı ikmal edilmediği halde geçerli bir ıslah varmış gibi HUMK.nun 74. maddesine aykırı talep aşılarak 10.937,05 TL üzerinden karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükümün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
Saygılar...