Mesajı Okuyun
Old 19-01-2013, 00:42   #2
detay82

 
Varsayılan

Bilindiği üzere, cezai şartın fahişliği konusunda, sözleşme taraflarının hukuki statüleri önem taşımaktadır.

Türk Borçlar Kanunu
II. Cezanın miktarı, geçersizliği ve indirilmesi
MADDE 182- Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler.
Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı
bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu
tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.
Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.
Bu bağlamda sözleşme taraflarının tacir olup olmadığı konusunu da belirtmeniz sorunuzun çözümü için gereklidir.

TÜRK TİCARET KANUNU
4. Ücret ve sözleşme cezasının indirilmesi
MADDE 22- (1) Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci
maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla
ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez.

Görüldüğü gibi yasa hükümlerine göre, tacir olmayan şahıslar fahiş cezai şartın indirilmesini talep edebiliyorken tacir olan kişilerin aynı yönde talepte bulunmaları kabul edilmemektedir.

Tarafınızdan yöneltilen cezai şart ile ilgili sorunun cevabı da sözleşme taraflarının hukuki göre değişecektir.

6100 sayılı HMK nın 109. maddesindeki "(2) Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz." şeklindeki emredici hüküm gereğince, olayda gecikme tazminatı sözleşmede açıkça yazılı olduğundan ve gecikilen süre de açıkça ortada olduğundan kısmi dava açmamanız önerilir. (tarafların hukuki statüsü önemli eğer davalı tacir değilse mahkemenin bu konuda takdiri olabileceğinden kısmi dava açilabilir)

Saygılarımla.