Mesajı Okuyun
Old 14-01-2013, 22:54   #3
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Sayın Ayşe Karhan;

Sözleşmesel ilişki olmayan arsa sahibi şahsa karşı sizin de belirttiğiniz gibi "sebepsiz zenginleşme" talepli bir davanın açılabileceği kanaatindeyim.

Her ne kadar üçüncü şahıs olarak arsa sahibinin, ortaya çıkan mağduriyetten herhangi bir sorumluluğu bulunmasa dahi arsasında -anladığım kadarıyla temel olarak kalmış ve çoğunluğu tamamlanmamış- natamam bir yapı mevcut ve yapıdaki eksikliğin tamamlanması, bu zamana kadar yapılan masrafın yanında ciddi bir tutar teşkil ediyor.

Öncelikle arsa sahibi ile anlaşma yoluna gitmeye çalışmak gerekir diye düşünüyorum. Eğer anlaşmaya yanaşılmaz ise sebepsiz yere zenginleşen arsa sahibine, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77-82. maddelerinde düzenlenen hükümler uyarınca dava açabileceğiniz kanaatimi yineleyeyim. Ancak atılan temelin arsa sahibine herhangi bir zenginlik katmadığı sonucuna varılabileceği ihtimalini de göz ardı etmemek gerekir.

Bunun dışında aklıma bir çıkar yol gelmedi ancak uygulamada benzer durumla karşılaşmış olan meslektaşlarımız var ise katkı sunacaklarını tahmin ediyorum.

Saygılarımla..


Sayın meslektaşımın düşüncesine katılmıyorum.Zira olayda her ne kadar arsa sahibinin arsası üzerine yapılan faydalı ve zorunlu masrafların yükleniciye 3. kişi tarafından ödenen para karşılığında yapıldığı ve ilk bakışta 3. kişinin fakirleşmesi ile arsa sahibinin zenginleşmesi arasında nedensellik bağı var gibi görülse de, sebepsiz zenginleşmede aranan "Dolaysızlık" şartı nedeniyle bahsedilen dava husumet yokluğundan retle sonuçlanacaktır. Zira, arsa sahibi olan davalı, yükleniciden alacak devralan üçüncü kişi aleyhine doğrudan değil dolaylı olarak zenginleşmiştir. Dolaysızlık ilkesi gereği herkes kimin "malvarlığından haksız yere zenginleşmişse ona karşı iade borcu altındadır".

Yükleniciden alacağın temliki hükümlerine göre pay devralan kişi, ancak ve ancak yüklenicinin eseri tam olarak ifa etmesi halinde arsa sahibine karşı işbu alacak hakkını ileri sürebilir ve ancak bu durumda ayni hak talep edilebilir. Olayda da inşaat temel olarak kalmışsa, yüklenici ile arsa sahibi arasındaki KKİŞ'nin geriye etkili olarak feshi gündeme gelecek bu durumda da üçüncü kişinin devraldığı alacağın yasal temeli kalmayacaktır.

Bu durumda, her ne kadar şirketin iflas ettiği ve ödeme kabiliyeti kalmadığı belirtilmiş olsa da , hukuk tekniği açısından tazminat davasında muhatap yüklenici olacaktır.

Belki alınacak ilam sonucu yükleniciye karşı kesinleşen alacak için yapılacak takipte, yüklenicinin arsa sahibinden olan sebepsiz zenginleşme(faydalı ve zorunlu masraflar) alacağına haciz konulabilir.Tabii burada arsa sahibinin de karşı alacağı olup olmadığı, var ise takas/mahsup yoluna gidebileceği de dikkate alınmalıdır.