14-01-2013, 16:05
|
#5
|
|
|
|
|
|
Sayın meslektaşım kararda geçen Yargıtay 9. H . 2.6.2009 gün 2009/21709 E.,2009/15447 K.S.K. tam da aradığım karar olabilir.Gönderebilirseniz çok sevinirim.SAYGILARIMLA
|
|
 |
|
 |
|
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
E. NO : 2009/21709
K. NO : 2009/15447
DAVA: Davacı, sendika genel yönetim kurulu kararının iptali ve ihtiyati tedbir ile durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı müdahil .. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava, sendika genel yönetim kurulunun şube olağan genel kurulunun toplanmasına ilişkin kararının tedbiren durdurulmasına ile iptaline, şube genel kurulunun toplanmasından sonra da ıslah yoluyla şube genel kurulunun iptaline karar verilmesi talebine ilişkindir.
Davacı, davalı sendikanın ….Şube başkanı olduğunu, sendika Genel yönetim kurulunun 10.4.2007 tarih ve 151 sayılı kararı ile sendika Tüzüğünün 29. maddesi gereğince ….Şubesinin olağan genel kurulunun 28.4.2007 tarihinde toplanmasına karar verildiğini, şube genel kurulunu oluşturacak delegelerin seçimlerinin iptali için kendisi tarafından … İş Mahkemesinin 2007/38 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, delege seçimlerinin iptal edilmesi durumunda usulsüz seçilen delegelerle toplanan şube genel kurulunun ve delege seçimlerinin yenilenmesi gerekeceğini belirterek 28.4.2007 tarihinde yapılacak olan şube genel kurul toplantısının ihtiyati tedbir ile durdurulmasına ve genel yönetim kurulu kararının iptaline, 2.3.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile de 28.4.2007 tarihinde toplanan şube genel kurulunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, delege seçimlerinin iptali davasının seçim sonuçlarını etkiler nitelikte olmadığını, davacının dava hakkını kötüye kullandığını savunarak davanın reddini istemiş, ancak davalı vekili, 2.3.2009 tarihli duruşmada Sendika Genel Yönetim Kurulunun 24.2.2009 tarih ve 96 sayılı davanın kabulüne ilişkin kararı ile vekaletnamesindeki kabul yetkisine dayanarak davayı ıslah edilmiş haliyle kabul etmiştir.
N.T…, 28.4.2007 tarihinde toplanan şube genel kurulunda şube başkanlığına seçildiğini, bu davada verilecek kararın kendisinin hukuki durumunu etkileyeceğini belirterek davaya müdahil olarak kabulü isteyerek katılma dilekçesi vermiştir.
Mahkemece katılma talebi, hukuki yarar yokluğundan reddedilmiş ve davalının usulüne uygun olarak davayı kabul etmesi, delege seçimlerinin iptal edilip kararın kesinleşmiş olması gerekçeleriyle davanın kabulüne ve 28.4.2007 tarihli davalı sendikanın … Şubesi genel kurulunun iptaline karar verilmiştir.
Davaya katılma talebi reddedilen N. T…, 28.4.2007 tarihli …Şube Genel Kurulunda şube başkanı seçildiğini, bu davanın sonucundan kendi hukuki durumunun etkileneceğini, bu nedenle davaya katılmada hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin müdahale talebinin reddine ilişkin ara kararının, davacı ve davalının kendisinin genel kurulda elde ettiği haklarını elinden almak amacı ile muvazaalı şekilde hareket ettiklerini, davalı yanın davanın kabule ilişkin savunması hariç diğer savunmaları doğrultusunda kararın bozulmasını talep etmiştir.
Gerçekten N.T…, davalı sendikanın ..Şubesinin 28.4.2007 tarihinde yapılan şube olağan genel kurulunda şube başkanlığına seçilmiştir. İşbu davaya davalı yanından fer’i müdahil olarak katılmak isteyen N. T…’in müdahale talebi hukuki yararı bulunmadığı, davanın davalı tarafından kabul edilmesi nedeniyle reddedilmiştir.
Hukukumuzda davaya müdahale, asli ve fer’i müdahale olmak üzere iki şekilde bulunmaktadır. Fer’i müdahale 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 53–58 maddelerinde düzenlenmiştir. Buna karşılık asli müdahale içtihat yoluyla girmiştir. Davaya müdahalenin her iki halinde de müdahale talebinde bulunan kişinin sadece davaya katılmada hukuki yararı olması yeterli olmayıp, hakkı veya borcu davanın neticesine bağlı olması lâzımdır. Davaya katılma talebi reddedilen ve temyiz talebinde bulunan N. T..’in hukuki durumunun davadan doğrudan etkilendiği dosya kapsamından anlaşılmakla müdahil olarak temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.
İşin esası incelendiğinde de:
Sendika Genel Yönetim Kurulu kararlarının iptali davalarında dava açılmasına ilişkin bir hak düşürücü süre bulunmasa da; iptali istenen genel yönetim kurulu kararı uyarınca toplanan genel kurul toplantısının iptali istendiğinde 2821 sayılı yasanın 63/1 maddesinin göndermesiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 83. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının iptaline ilişkin bir aylık hak düşürücü sürenin irdelenmesi gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup genel kurula yönelik yönetim kurulunun kararının iptali için açılmış bir davanın devamı halinde de dikkate alınması zorunludur.
Somut olayda davalı sendikanın ….. Şubesinin olağan genel kurulunun 28.4.2007 tarihinde yapılmasına ilişkin Sendika Genel Yönetim Kurulunun 10.4.2007 tarih ve 151 sayılı kararının iptali için süresinde dava açılmıştır. Söz konusu dava devam eder iken 28.4.2007 tarihinde şube genel kurulu toplanmıştır. Bu durumda genel yönetim kurulu kararının iptalini isteyen davacı tarafından genel kurulun iptali için TMK’nın 83. maddesi gereğince bir aylık hak düşürücü süre içerisinde talep bulunulması gerekir. Diğer bir deyişle şube genel kurul toplantısının yapılmasına ilişkin genel yönetim kurulu kararının iptali için açılan davada şube genel kurulunun toplanması halinde de bir aylık hak düşürücü sürenin geçirilip geçirilmediği araştırılmalıdır. Bu itibarla davanın bir aylık hak düşürücü süre yönünden incelenerek sonuca göre karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 2.6.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|