|
Tam olarak istediğiniz bir karar değil, ancak hukuki yararın şartlarını belirttiğinden ekliyorum. Umarım yararlı olur.
T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/40831
Karar: 2011/737
Karar Tarihi: 25.01.2011
KAYYIM TAYİNİ DAVASI - MÜDAHALE İSTEMİNDE BULUNAN ŞAHSIN ÜYELİK DURUMUNUN ARAŞTIRILMASI - MÜDAHİLLİK İSTEMİ KONUSUNDA DEĞERLENDİRME YAPILMASI - HUKUKİ DURUMUNUN DAVADAN DOĞRUDAN ETKİLENDİĞİNİN ANLAŞILMASI HALİ - DELİLLERİN TOPLANMASI GEREĞİ
ÖZET: Mahkemece öncelikle davalı savunması doğrultusunda müdahale isteminde bulunan şahsın üyelik durumu hakkında gerekli araştırma yapılıp, sonucuna göre hukuki yararı ile hakkı veya borcunun davanın neticesine bağlı olması kriterleri doğrultusunda müdahillik istemi konusunda değerlendirme yapılarak, hukuki durumunun davadan doğrudan etkilendiğinin anlaşılması halinde tarafların delilleri toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekir.
(2821 S. K. m. 25) (1086 S. K. m. 53, 54, 55, 56, 57, 58)
Dava: Davacı, Türk Harb-İş Sendikasının Kayyıma devrine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde asli müdahil avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ö. F. T. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı vekili dilekçesinde, davalı Türk Harb-İş Sendikasının üyesi olan işçilerin haklarını korumak yerine kendi çıkarlarını ve kendilerine yakın kişilerin çıkarlarını kolladıklarını, Sendika Yönetim Kurulunun bu şartlar altında görevde kalmasının sendika üyesi işçilere zarar vermekte olduğunu, sendika denetim kurulunun da görevini gereği gibi yapmaması nedeniyle sendikanın bir kayyum heyetine devri ve demokratik yollarla yeniden seçime yönlendirilmesi gerektiğini belirterek Türk Harb-İş Sendikasının kayyum heyetine devrine karar verilmesini istemiştir.
Katılma talep edenler dilekçelerinde, Sendika yönetim kurulunun kendilerine oy vermeyeceğine inandığı şubeleri kapatmaya çalışması, bu şubelere ait iş yerlerini kendilerine yakın şubelere aktarması ve bu suretle yargı kararlarını uygulamaması, sendikal faaliyet yapmak yerine muhalif şubeleri tasfiyeye çalışması ve bu nedenle sendikayı milyarlarca TL zarara uğratması ve sair nedenlerle meşruiyetini kaybettiğini, bu nedenlerle Sendika yönetiminin kayyıma devri gerektiğini belirtmişlerdir.
Davalı cevap dilekçesinde, davacıların hukuki olmayan ve asılsız iddialarla bu davayı açmakta her hangi bir yararları bulunmadığını, haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kayyum tayini ve yeniden seçim isteğinin reddine karar verilmesi gerektiğini, Müdahale istemlerinin de reddi gerektiğini, B. B.’ın işyerinden emekli olarak ayrılmış olması ve 12.06.2010 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulda her hangi bir göreve seçilememesi nedenleri ile, Sendikalar Kanununun 25. maddesinin son fıkrasına uyarınca Sendikanın üyesi dahi olmadığını, ayrıca bu istemin hukuki menfaat yokluğu nedeni ile HUMK'a da aykırı olduğunu, usulen de reddi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece davacı asiller L. T. ve G. Ş.'in davadan feragat ettiklerine dair dilekçeleri uyarınca feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar müdahale isteminde bulunan B. B. tarafından asli müdahale talebinde bulundukları ancak mahkemece müdahale talebi hakkında önce harcın yatırılmamış olması gerekçe gösterilerek red kararı verildiği, sonra ise harcın yatırılmış olmasına rağmen davacıların feragati nedeniyle davanın reddine karar verildiği, davanın görülmesinde hukuki yararı olan Türk Harb-İş Sendikası üyelerinin sunacağı bilgi ve belgeler dinlenmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtilerek hükmün bozulmasını istemiştir.
Temyiz sebebine göre uyuşmazlık, müdahale isteminde bulunan B. B.’ın isteminin yerinde olup olmadığı ve bu noktada müdahale isteminde hukuki bir menfaatin olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece 16.6.2010 tarihli ara kararı ile harç yatırılmadığı için müdahillik istemleri hakkında şimdilik karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmiştir. B. B. müdahale istemini 18.5.2010 tarihli dilekçe ile yapmış, başvuru harcı ise 5.7.2010 tarihinde yatırılmıştır. Davalı ise savunmasında B. B.’ın işyerinden emekli olarak ayrıldığını, 12.06.2010 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulda her hangi bir göreve de seçilemediğini, Sendikalar Kanununun 25.maddesi uyarınca Sendikanın üyesi dahi olmadığını belirtmiştir.
Hukukumuzda davaya müdahale, asli ve fer’i müdahale olmak üzere iki şekilde bulunmaktadır. Fer’i müdahale 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 53-58 maddelerinde düzenlenmiştir. Buna karşılık asli müdahale içtihat yoluyla girmiştir. Davaya müdahalenin her iki halinde de müdahale talebinde bulunan kişinin sadece davaya katılmada hukuki yararı olması yeterli olmayıp, hakkı veya borcu davanın neticesine bağlı olması lazımdır. (Yargıtay 9.HD. 2.6.2009 gün ve 2009/21709 Esas, 2009/15447 K.)
Mahkemece öncelikle davalı savunması doğrultusunda müdahale isteminde bulunan, B. B.’ın üyelik durumu hakkında gerekli araştırma yapılıp, sonucuna göre hukuki yararı ile hakkı veya borcunun davanın neticesine bağlı olması kriterleri doğrultusunda müdahillik istemi konusunda değerlendirme yapılarak, hukuki durumunun davadan doğrudan etkilendiğinin anlaşılması halinde tarafların delilleri toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekir iken yazı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.01.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
(KAYNAK: Av. Özkan ERTEKİN)
|