Mesajı Okuyun
Old 10-01-2013, 11:39   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Karşı dava açabileceğiniz gibi takas ve mahsup def'inde de bulunabilirsiniz ;
T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/12046
Karar: 2011/16706
Karar Tarihi: 31.10.2011


İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - TAKAS DEFİNİN SONUÇ DOĞURABİLMESİ İÇİN AYRI BİR DAVA AÇILMASINA VEYA KARŞI DAVAYLA İLERİ SÜRÜLMESİNE GEREK OLMADIĞI - TAKAS DEFİNİN KABULÜYLE BELİRLENEN MİKTARIN DAVACI ALACAĞINDAN DÜŞÜLEREK SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Kural olarak takas definin sonuç doğurabilmesi için ayrı bir dava açılmasına veya karşı davayla ileri sürülmesine gerek olmayıp, takas bildiriminin karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğurur. Bu hukuksal saptamalardan sonra somut olaya gelince; davacının icra takibine ve davaya konu ettiği alacak ortaklık sözleşmesinden doğan elektrik bedelinden kaynaklanmıştır. Davalı ise aynı sözleşme gereğince pamuk toplama bedelinin takas ve mahsubunu istemektedir. Bu durumda mahkemece takas definin kabulüyle davalının sözleşme hükümlerine göre alacağı bulunup bulunmadığı araştırılarak şayet alacağının bulunduğunun anlaşılması durumunda belirlenen miktarın davacı alacağından düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

(2004 S. K. m. 67)

Dava: Dava dilekçesinde 2.189.61 TL için yapılan ilamsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davada, davacı tarafından 1.3.2006 tarihli ortaklık sözleşmesi gereğince davalıya pamuk ekmek üzere ortağa verilen taşınmazların sulamasının elektrikle yapılması halinde sözleşmenin 2 nci maddesine göre elektrik bedelinden davalı işleyenin sorumlu olacağının düzenlendiğini, davalının ödememesi sebebiyle aleyhine 2189,61 TL.'nin tahsili için takip yapıldığını davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

Davalı, aynı sözleşme hükümlerine göre pamuk toplama ücretinin sinden davalının sorumlu olduğu 1809,00 TL'nin takas ve mahsubunu istemiştir.

Mahkemece, <harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi yine ilama dayanan bir alacak olmadığı ve ayrıca pamuk toplama ücretinin davacı tarafından kabul edilmediği> gerekçeleriyle takas ve mahsup talebi reddedilerek elektrik bedeline yönelik davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

B.K.nun 118. maddesi hükmüne göre; iki kişi bir miktar parayı veya nitelikleri özdeş başka malları karşılıklı olarak birbirine borçlu olup da her iki borç muaccel ise, her biri borcunu alacağıyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas defi ileri sürülebilir. Yanların birbirinden olan alacaklarının aynı iş veya sözleşmeden doğması şart değildir. Buna göre takasın söz konusu olabilmesi için iki tarafın birbirinden karşılıklı alacaklarının bulunması, yani taraflardan her birinin diğerine karşı hem alacaklı hem borçlu durumda olması gerekir.

Kural olarak takas definin sonuç doğurabilmesi için ayrı bir dava açılmasına veya karşı davayla ileri sürülmesine gerek olmayıp, takas bildiriminin karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğurur.

Bu hukuksal saptamalardan sonra somut olaya gelince; davacının icra takibine ve davaya konu ettiği alacak ortaklık sözleşmesinden doğan elektrik bedelinden kaynaklanmıştır. Davalı ise aynı sözleşme gereğince pamuk toplama bedelinin takas ve mahsubunu istemektedir.

Bu durumda mahkemece takas definin kabulüyle davalının sözleşme hükümlerine göre alacağı bulunup bulunmadığı araştırılarak şayet alacağının bulunduğunun anlaşılması durumunda belirlenen miktarın davacı alacağından düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı