Mesajı Okuyun
Old 09-01-2013, 11:49   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Covuc
Somut bir olayda hukukun "abc" si denebilecek bir konuda tereddüt yaşıyorum. Dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik (heyet raporu, epikriz raporu) ile ilgili karar temyiz ediliyor, yargıtay dairesi farklı bir açıdan kararı bozsa da, beni ilgilendiren konuyu atlıyor. Şöyle ki, her iki suçun da gerçekleşmesi için, yapılan sahteciliğin, muhatabını kandırmaya elverişli olması gerekiyor. Oysa dosyada bu konuda bir inceleme yaptırılmamış. Yargıtay dairesi, "kuruma verilen belgelerin sahte olduğunun anlaşılması nedeniyle suçun oluştuğuna şüphe yoktur" demekle, farkında olmadan, sahte belgelerin anlaşılabilir olduğuna, suçu işlemeye elverişli olmayabileceğine işaret ediyor. Gerçekten belgelerdeki sahtecilik normal bir vatandaşın dahi farkedebileceği düzeyde ama önemli olan bununla ilgili inceleme yapılmadan karar verilmiş olması.

Şu aşamada merak ettiğim husus, yargıtayın bozma sebepleri ilk derece mahkemesini tamamen bağlar mı ? Yoksa ilk derece mahkemesinin bu aşamada yapacağı yeni ve farklı bir yargılamadır, söz konusu eksik inceleme kamu menfaatini ilgilendirdiği için dikkate alınmalıdır diyebilirmiyiz. Kısaca ilk derece mahkemesi bozma sebepleri dışında bir konuda farklı karar verebilirmi ?

Bu konuda fikirlerinizin yanında emsal karar ya da ilgili karar paylaşabilen olursa minnettar olurum. Şimdiden teşekkürler.

Bozmaya uyan mahkeme bozma sebepleri dışında bir karar veremez. Verirse bu yeni bir karar ihdas etmek olur. O da bozulur.

Alıntı:
]"kuruma verilen belgelerin sahte olduğunun anlaşılması nedeniyle suçun oluştuğuna şüphe yoktur" demekle

Karardan yaptığınız alıntı çok kısa...Yargıtay acaba bu ifadeyi "iğfal kabiliyeti yoktur" anlamında mı, yoksa "dosya içeriğinden belgelerin sahte olduğu anlaşılmaktadır" anlamında mı, kullanmıştır.Kararı göremediğimiz için en doğru cevabı siz vereceksiniz.