Mesajı Okuyun
Old 09-01-2013, 11:07   #9
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2011/6896
Karar: 2011/10863
Karar Tarihi: 23.06.2011

ÖZET: Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu madde de belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir. Herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır. Herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan salt hatalı ödemenin Borçlar hukukunun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

(818 S. K. m. 62) (YHGK. 05.12.1984 T. 1982/13-387 E. 1984/997 K.)

Dava: Dava dilekçesinde 3.206 TL alacağın faizi ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Karar: Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davalı vekili dava dilekçesinde, davalının Yenişehir Göğüs Hastanesinde doktor olarak çalışmakta iken 6 ay süre ile Dicle Üniversitesinde kurs gördüğü ve kendisine bu süre içinde döner sermaye ek ödemesine 3.206 TL fazla ödeme yapıldığı tespit edildiği, davalıdan 19.11.2008 tarihli yazı ile geri ödenmesi istendiği halde, davalının sadece ana parayı ödemeyi kabul ettiği halde ödemediğini bu nedenle davalıya fazla ödenen 3.206 TL'nin tahsilini talep etmiştir.

Davalı cevabında, kendisine ek ödeme için bir talebi olmadığını, kurs sırasında ek ödemenin kesileceğinin de bildirilmediğini, 60 günlük sürenin geçtiğini belirterek reddini dilemiştir.

Mahkemece, 60 günlük dava açma süresi geçtikten sonra dava açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.

Dosya kapsamında davalıya yapılan ödemenin daha önce bu yolda alınmış bir idari karara dayandığı iddia ve ispat edilmediği anlaşılmaktadır. Davalıya yapılan ödemenin hatadan kaynaklandığı ve hatalı ödemenin 2007 Ocak-Haziran ayları arasında tarihinde yapıldığı ve davanın ise 25.03.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

BK'nun 62. maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu madde de belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.

HGK'nun 05.12.1984 tarih, 1982/13-387 E. 1984/997 K. sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.

Herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan salt hatalı ödemenin Borçlar hukukunun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesis isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı