Mesajı Okuyun
Old 08-01-2013, 11:56   #9
olgu

 
Varsayılan

Hakimin duruşmada yaptığı tavsiyenin aksine Yargıtay kararı ekliyorum. Ancak davanın birlikte açılması halinde CMK hükümlerine göre yargılama yapılması gerekiyormuş.
Alıntı:
T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/2718
K. 2010/4047
T. 1.6.2010
• GERÇEĞE AYKIRI BEYANDA BULUNMAK ( Haciz İhbarnamesine Verilen Cevabın Gerçeğe Aykırı Olması Nedeniyle Üçüncü Kişinin Cezalandırılması ve Tazminat - Ceza Yargılamasıyla Hukuk Yargılamasının Ayrı Usullere Tabi Olduğu Her Bir Talebin Tabi Olduğu Usullerle Görülmesi Gereği )
• HACİZ İHBARNAMESİNE GERÇEĞE AYKIRI BEYANDA BULUNMA NEDENİYLE CEZA VE TAZMİNAT ( Cezanın Kişiselliği Prensibi Gereği Ayrı Bir Yargılama Usulüne Tabi Olduğu - Tazminat İsteminin Genel Hükümlere Göre Çözümlenmesi Gereği )
2004/m. 89/4, 338/1
ÖZET : Haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası sebebiyle üçüncü kişinin cezalandırılması istemi cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği gözetilmeden cezalandırma ve tazminat istemi hakkında karar verilmemesi yasaya aykırıdır.

DAVA : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan cezalandırılmaları ve İ.İ.K.nun 89/4. maddesi uyarınca tazminata mahkum edilmeleri istemiyle sanıklar K. K., C. C., O. Y., M. K., Y. A., İ. Ö., M. K. ve Ç. U. haklarında açılan davanın yargılaması sonunda; sanıklardan C. C. ve O. Y. hakkında açılan davanın reddine, diğer sanıklar hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

KARAR : 1-) Müşteki vekili 11.12.2007 havale tarihli dilekçesiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunan sanıkların İ.İ.K.nun 338/1. maddesiyle cezalandırılmalarını ve ayrıca İ.İ.K.nun 89/4. maddesi uyarınca tazminata mahkum edilmelerini talep ettiği ve İ.İ.K.nun 89/4. maddesinin "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder." biçiminde düzenlendiği dikkate alındığında, haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası sebebiyle üçüncü kişinin cezalandırılması istemi cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği gözetilmeden cezalandırma ve tazminat istemi hakkında karar verilmemesi,

2-) İ.İ.K.nun 89/4 ve 338. maddeleri uyarınca hem tazminat hem de cezalandırılma istemiyle açılan davalara ceza mahkemesi sıfatıyla bakılmasının mümkün olduğu gözardı edilerek hukuk mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi.
SONUÇ : İsabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükümün istem gibi BOZULMASINA, 1.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.