Davanın başında husumeti apartman yönetimine veya kat maliklerine yöneltmek konusunda seçimlik hakkınız vardı, (
gerekçe) halen de durumunuzun bu olduğunu düşünüyorum.
Tercih yaparken apartmanın kaç bağımsız bölümden oluştuğunu da dikkate alabilirsiniz. Eğer az sayıda bağımsız bölümden oluşuyorsa, daha fazla tartışmaya girmeyip, davayı doğrudan kat maliklerine yönlendirmeyi düşünebilirsiniz. Ama büyük bir apartmansa tüm kat maliklerine tebligat yapmak vs. sorun olacağı için, davanızı yönetim üzerinden yürütmek konusunda ısrarcı olup, gerekçenizi de kat mülkiyeti kanununun 34/2. maddesine dayandırabilirsiniz ("
Anagayrimenkulün sekiz veya daha fazla bağımsız bölümü varsa, yönetici atanması mecburidir." hükmü).
Bu yolu tercih ediyorsanız, savunmanız birkaç noktadan kurulabilir bence. Örneğin 34/6.nın işletilmesini talep edebilirsiniz (
"Kat malikleri anagayrimenkulün yönetiminde anlaşamaz veya toplanıp bir yönetici atayamazlarsa, o gayrimenkulün bulunduğu yerin sulh mahkemesince, kat maliklerinden birinin müracaatı üzerine ve mümkünse diğerleri de dinlendikten sonra, gayrimenkule bir yönetici atanır. Bu yönetici, aynen kat maliklerince atanan yöneticinin yetkilerine sahip ve kat maliklerine karşı sorumlu olur."). Veya yine 34/2. madde gereğince apartmana yönetici atanması zorunlu ise, yeni yönetici ataması yapılıncaya kadar eski yönetimin görevinin fiilen devam ettiğini ve tebligatın yapılmasını gerektiğini savunabilirsiniz. 34/2 bence tam olarak böyle durumları engellemek için getirilmiş bir hüküm ve yasal olarak yöneticisi olması gereken bir apartmanın, biz daha yönetici seçmedik/seçemedik gibi bir gerekçeyle husumetten kaçınması mümkün değil, yeni yönetici seçilinceye kadar eski yöneticinin -istifa dahi etmiş olsa- apartmanı temsil yükümlülüğünün devam ettiği düşünülebilir kanaatindeyim.
Ama bu savunma ıslah dilekçesi vermeden belki yapılabilirdi, artık geç derseniz ona katılırım.
