|
T.C. DANIŞTAY
12.Dairesi
Esas: 2003/5056
Karar: 2006/1510
Karar Tarihi: 18.04.2006
İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ - HİZMETLİ SINIFINA MENSUP DAVACININ ATANMASI - ASKERLİK ŞARTININ YERİNE GETİRİLMEDİĞİ - DAVACININ ATANMA TARİHİNİN TAM OLARAK BİLİNEMEMESİ - ATAMA İÇİN ASKERLİK SONUNA KADAR BEKLENMESİ GEREĞİ - İSTEMİN REDDİ GEREĞİ - HÜKMÜN ONANDIĞI
ÖZET: Davacının sınava girdiği tarihte askerlikle ilgisinin bulunmayışı, askerliğin zorunlu bir kamu hizmeti oluşu, davacının atanma tarihinin tam olarak bilinememesi, askerlik dönüşü makul sürede idareye başvuruda bulunmuş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının memurluğa atanmasının diğer koşulları da mevcut olduğu takdirde atamasının askerlik sonuna kadar beklenmesi gerekmekte olup idare mahkemesince askerlikle ilgili şartları taşımadığı gerekçesi ile davanın reddi yolunda karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
(657 S. K. m. 48, 62, 63)
İstemin Özeti: Ankara 8. İdare Mahkemesinin 30.5.2003 günlü, E: 2002/1290, K: 2003/668 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Leyla Aktaş
Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: Ülkü Özcan
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yanlı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmekledir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, 17.10.1999 tarihinde yapılan Devlet Memurluğu Sınavında başarılı olan ve Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı İzmir İli emrine <Hizmetli> olarak yerleştirilen davacının atanma tarihi itibariyle askerlik şartını taşımadığından bahisle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 8. İdare Mahkemesince verilen 30.5.2003 günlü, E.2002/1290, K: 2003/668 sayılı kararıyla; davacının, SSK Başkanlığı İzmir ili emrine <Hizmetli> olarak atandığı tarihte fiilen askerlik görevini yapıyor olması nedeniyle Devlet memurluğuna alınma sırasında aranılan askerlikle ilgili şartları taşımadığından atanma isteminin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Davacı, sınavın yapıldı 17.10.1999 tarihinde henüz askerlik çağına gelmediği, bu nedenle askerlikle ilgisinin bulunmadığını belirttiği, Devlet hizmeti olan askerliğini bitirdikten sonra göreve başlatılması gerektiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-6. maddesinde; Askerlik durumu itibariyle
a) Askerlikle ilgisi bulunmamak,
b) Askerlik çağına gelmemiş olmak,
c) Askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak kuralı yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; 17.10.1999 tarihinde yapılan Devlet Memurluğu Sınavına katılarak başarılı olan davacının Devlet Personel Başkanlığınca Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı İzmir ili emrine <Hizmetli> olarak yerleştirildiği, ancak göreve başlatılmadan önce 24.11.2000 tarihinde askere sevk edildiği ve 14.5.2002 tarihinde askerliğini tamamladığını belirtilerek SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Personel ve Eğitim Dairesine başvurduğu, ancak, 18.7.2002 tarihli dava konusu işlemle atamasının yapılamayacağının bildirilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, her ne kadar erkek adaylarda askerlikle ilişkisinin bulunmaması koşulunun arandığı belirtilmekte ise de sınavın yapıldığı tarihte askerlikle ilişkisi bulunmayan davacının bu tarihte atanmasının yapılacağı tarihi ve zorunlu bir kamu hizmeti olan askerliğe başlayış tarihini kesin olarak bilmesinin mümkün olmadığı ve muvazzaf askerlik hizmetinin her halükarda 2 aydan fazla sürmesi, Devlet memurluğuna ilk defa atanacaklarda askerlik hizmeti nedeniyle göreve başlamayanlar hakkında ne gibi bir işlem yapılacağı konusunda da bir düzenlemenin bulunmaması bu durumda olanların ancak terhis olduktan sonra 657 sayılı Devlet memurları Kanununun 62. ve 63. maddelerinde belirtilen süre içinde göreve başlamamaları durumunda atama onaylarının iptali yoluna gidilmesinin mümkün bulunması karşısında Devlet Personel Başkanlığınca yerleştirmenin yapıldığı tarihte davacının askerde olması sebebiyle atama onayının iptal edildiği belirtilerek başvurusunun reddine ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Davacının sınava girdiği tarihte askerlikle ilgisinin bulunmayışı, askerliğin zorunlu bir kamu hizmeti oluşu, davacının atanma tarihinin tam olarak bilinememesi, askerlik dönüşü makul sürede idareye başvuruda bulunmuş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının memurluğa atanmasının diğer koşulları da mevcut olduğu takdirde atamasının askerlik sonuna kadar beklenmesi gerekmekte olup İdare Mahkemesince askerlikle ilgili şartları taşımadığı gerekçesi ile davanın reddi yolunda karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz talebinin kabulü ile Ankara 8. İdare Mahkemesince verilen 30.5.2003 günlü, E:2002/1290, K: 2003/668 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 18.04.2006 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Temyize konu İdare Mahkemesi kararı hukuk ve usule uygun bulunduğundan onanması gerektiği görüşüyle aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyorum. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
|