Sayın Meslektaşlarım,

Müvekkilim gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bir taşınmaz satın alıyor. Daha sonra satıcının idare aleyhine kamulaştırmasız el atma davası açtığını öğreniyor. Davaya müdahil olmak için talepte bulunduk ancak mahkemece dosyanın geldiği aşama ve müvekkilin şahsi hakkı söz konusu olduğundan ayrıca talep etmesi gerektiği gerekçesiyle reddedildi. Bunun üzerine tapu iptal ve tescil davası açtık. Tapu kayıtları üzerine tedbir konuldu ancak kamulaştırmasız el atma davası sonuçlanınca mülkiyete ilişkin kısım kesin olduğundan mülkiyet satıcının da elinden çıkmış oldu. Biz de kamulaştırmasız el atma davasında hükmedilen tazminat tutarı üzerinden davamızı kaim değer talebi ile ıslah ettik ve aldığımız tedbir kararı ile tazminat bedelinin satıcıya ödenmesine engel olduk. Elimde birçok yargıtay kararı var kaim değere ilişkin ancak tamamı satış vaadinden sonra kamulaştırma işlemi neticesinde ifanın imkansız hale gelmesi ile ilgili. Halbuki bizim davamızda satış vaadi yapıldığında zaten seneler öncesinden tebligat yapılamadığı için tamamlanamamış kamulaştırma işlemi nedeniyle kamulaştırmasız el atma var. Burada da kaim değerin müvekkile ödenmesi gerektiği kanaatindeyim. Yine de anlatmış olduğum şekilde bir dosya ile karşılaşmış olan ve/veya elinde örnek Yargıtay kararı bulunan meslektaşlarımın cevaplarını rica ediyorum.