|
T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/25251
K. 2008/1851
T. 14.2.2008
• PRİM ALACAKLARININ ZAMANAŞIMINA UĞRAMASI ( Alacakların Tamamen Muaccel Hale Geldiği ve Zamanaşımının da Borcun Muacceliyet Tarihi İtibarıyla Değerlendirilmesi Gerektiği )
• ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Takip Konusu Prim Alacaklarının Zamanaşımına Uğradığı İddiası - Zamanaşımı Süresinin 5 Yıl Olduğu Gözetilerek Karar Verilmesi Gerektiği/Menfi Tespit Davası )
• MENFİ TESPİT DAVASI ( Alacakların Tamamen Muaccel Hale Geldiği ve Zamanaşımının da Borcun Muacceliyet Tarihi İtibarıyla Değerlendirilmesi Gerektiği - Zamanaşımı Süresinin 5 Yıl Olduğu Gözetilerek Karar Verilmesi Gerektiği )
506/m.80
6183/m.102
818/m.125, 128, 132
ÖZET : Davacı, takip konusu prim alacaklarının zamanaşımına uğradığından bahisle, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Takibe ve dolayısıyla davaya konu olan prim borçları, 2000 yılının 3. ayı ile 12. ayları ( 12.ay dahil ) arası döneme ilişkin olup, söz konusu bu borcun 31.01.2001 tarihi itibarıyla tamamen muaccel hale geldiği ve zamanaşımının da borcun muacceliyet tarihi itibarıyla değerlendirilmesi gerekeceği dikkate alındığında, bu durumda söz konusu tarihte yürürlükte bulunan 506 sayılı yasanın 80. maddesi ve 6183 sayılı yasanın 102. maddeleri uyarınca zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu gözetilerek yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA : Davacı, takip konusu prim alacaklarının zamanaşımına uğradığından bahisle, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Şerafettin O. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Dava, davacıya ait işyeri nedeniyle, 2000 yılı 3. ay ile 12. ayları arası dönem için prim borcu ve fer'ilerinin tahsili amacıyla 506 sayılı yasa ve 6183 sayılı yasa kapsamında yapılan 2007/223-224-225 ve 226 numaralı takip dosyaları üzerinden gönderilen 05.04.2007 tebliğ tarihli ödeme emirleri üzerine, takip konusu prim alacaklarının zamanaşımına uğradığından bahisle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup; mahkemece, takip tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda zamanaşımı süresi bakımından; 3917 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceye ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Kurumun alacak hakkı, Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımının başlangıç tarihi, anılan Kanunun 128. maddesi hükmü gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ile durmasına ilişkin 132. ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemeler de burada uygulama alanı bulmaktadır. 08.12.1993 tarihi ve sonrasına ilişkin prim ve gecikme zammı borcu yönünden ise, 6183 sayılı Kanunun "Tahsil zamanaşımı" başlığını taşıyan 102. ve ardından gelen maddeleri uygulanacaktır. Anılan madde hükmüne göre zamanaşımı süresi beş yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı da, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yıl başı olarak belirlenmiştir.
Öte yandan 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılarak 506 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin beşinci fıkrasına ibare eklenmiş, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesiyle birlikte 102 nci maddesinin de uygulanamayacağı hükme bağlanmıştır. Böylelikle 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüş olmaktadır.
İnceleme konusu davada ; takibe ve dolayısıyla davaya konu olan prim borçları, 2000 yılının 3.ayı ile 12.ayları ( 12.ay dahil ) arası döneme ilişkin olup, söz konusu bu borcun 31.01.2001 tarihi itibarıyla tamamen muaccel hale geldiği ve zamanaşımının da borcun muacceliyet tarihi itibarıyla değerlendirilmesi gerekeceği dikkate alındığında, bu durumda yukarıdaki açıklamalar da gözetilerek söz konusu tarihte yürürlükte bulunan 506 sayılı yasanın 80.maddesi ve 6183 sayılı yasanın 102.maddeleri uyarınca zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu gözetilerek yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 14.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|