İyi çalışmalar dilerim...
Uzun süreli araştırmalarıma rağmen içinden çıkamadığım bir durum ile karşı karşıyayım. Bu konuda görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bir müvekkilime karşı "sadakat yükümlüğünün ihlali" nedeni ile boşanma ve tazminat davası açılmış olup, açılan boşanma davasına karşı müvekkilimin açmış olduğu karşı boşanma ve tazminat davası bir arada görülmüş, ancak dinlenen tanıklar nedeni ile de boşanma davası kabul karşı dava red edilerek müvekkilim aleyhine tazminat ve nafakaya hükmedilmiştir.

Müvekkilim tarafından yapılan temyiz başvurusu da "Kararın Onanması" yönünde gelmiş olmasına rağmen, müvekkilim tarafından bunun üzerine yapılan "Karar Düzeltme" aşamasında dosya ilgili Yargıtay İncelemesinde iken ve karar kesinleşmeden önce, davacı-karşı davalı eş (tazminata ve nafakaya hak kazanan), müvekkilim tarafından dava sırasında ilişkisi olduğu iddia edilen ancak deliller ile ispatlanamayn 3. kişi ile, imam nikahı ile evlenmiş ve umuma açık düğün töreni yapmıştır. Buna ilişkin resimler ve tanıklar bulunmaktadır. Aynı zamanda, karar kesinleşmeden bu kişiler arasındaki nişan ve düğüne ilişkin bildirimler, davacı-karşı davalıya ait profilin bulunduğu sosyal paylaşım sitelerinde tarih ve yer belirtilmek üzere de yayımlanmıştır.

Kararın kesinleşmemesine rağmen, davacı-karşı davalının bu yönde "üçüncü kişilerle, sadakat yükümlüğünü ihlal eder mahiyette ilişkiye girmiş olması" dikkate alındığında, müvekkilimiz açısından,sözkonusu resim ve paylaşımlar ileri sürülerek, daha önceden reddedilmiş olan davanın "Yargılamanın Yenilenmesi" yolu ile mi bir başvuru hali bizim için yeterli olacak mıdır?

Yoksa ayrı bir tazminat davası ile mi davacı-karşı davalıya karşı bir dava açmak mı usul ekonomisi yönünden sağlıklı mı olacaktır?

Aleyhimize açılmış olan boşanma davasının tanık beyanları ile sübuta erdiği ve Yargıtay tarafından onaylanmış olduğu dikkate alınarak bu konuda bana nasıl bir yol önerebilirsiniz?

Görüşleriniz ve yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.