Mesajı Okuyun
Old 12-11-2012, 18:17   #19
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Elbirliği mülkiyetinde ecrimisil ve kira konusunda 3 HD ve 6 HD değerlendirmeleri

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 15.10.2009 T., E: 2009/11496, K: 2009/15766: "Dava dilekçesinde 20.310,00.-TL. ecrimisilin ( ıslahen ) faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiştir, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin babası O____, H____ Mah. 397 ada, 11 no’lu parselde kayıtlı taşınmazın maliki ve hissedarı olduğunu davalının ise 10 no’lu bitişik parselin maliki olduğunu ve kendi parsellerine tecavüzü nedeniyle İstanbul 6. AHM.’sinde 2003/416 E. sayı ile ecrimisil bedelinin tahsili için açılan davada davanın kabulüne karar verilerek kesinleştiğini, davacı 24/120 hisseye sahip olduğu için 05.09.2003 - 01.01.2008 tarihleri arasındaki hissesine düşen ecrimisil bedeli olarak 20.310,00.-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

TMK’nın 640. maddesi uyarınca; miras bırakanın ölümü ile miras, mirasçılara geçmekte ve miras üzerinde, iştirak halinde mülkiyet hükümleri cereyan etmeye başlamaktadır. Bu mülkiyet rejiminde mirasın bütünü mirasçıların tamamına ait olmakla tüm haklardan oluşan tereke üzerinde iştirak halinde ortaklık devam ettiği sürece mirasçıların bağımsız payları ve tasarruf hakları bulunmamaktadır. Tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya miras ortaklığına temsilci atanması gerekir.

TMK 702/4 ve TMK 640/4 maddeleri; mirasçılardan biri ya da bir kısmının başvurabileceği yasal yolları "terekedeki haklarının korunması" ile sınırlı tutulmuştur.

Bu nedenle, iştirak halinde mülkiyet konusu olan bir mal veya hakka ilişkin ( örneğin uyuşmazlık konusu olan olayda olduğu üzere -ecrimisil- ) davalarının, bağımsız olarak açıldığı taktirde elbirliği ( iştirak ) halinde maliklerin ( paydaşların ) hepsi tarafından veya hepsine karşı birlikte açılması zorunludur *.

Somut olayda, taşınmaz davacıların murisi O____ adına tapuda kayıtlı olup, veraset ilamına göre davacı dışında başka mirasçılar da vardır. Davalı ise 3. kişi konumundadır. Bu nedenle önceki davada miras şirketine mümessil tayin edilmiştir.

Ancak, bu davada davacı mirasçı sadece kendi payına ilişkin olarak ve ecrimisil istemiyle dava açmış olduğundan ecrimisil davası, "terekedeki hakların korunması" ile ilgili olmayıp terekedeki taşınmazdan yararlanmaya yönelik bulunmaktadır. Böyle bir durumda ana kural gereğince birlikte hareket etme gereği vardır.

Davacının ( Mirasçının ) iştirak halinde payı üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığı cihetle, dava diğer mirasçıların paylarını kapsamayıp bu nedenle davaya diğer mirasçıların katılması veya terekeye temsilci atanarak devamına da imkan yoktur. Davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle kısmen kabulü doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklana esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."

* Ecrimisil istemi örnek gösterilerek (mirasçılara karşı dava açılması haline yönelik) yapılan açıklamaya TMK m.641 gereği (koyulaştırılmış kısımla sınırlı olmak üzere) katılmıyorum.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 08.03.2011 T., E: 2010/11993, K: 2011/2663: "Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, kira alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar, dava dilekçesinde, murisleri L____ Y____ adına kayıtlı tarlanın davalı ortaklar C____ E____ ve Ş____ Y____ tarafından diğer davalılar N____ ve H____ Y____'a kiraya verildiğini, yıllık kira bedeli 80.000.-TL'den hisselerine düşen kira miktarının tahsili için davalı ortaklar ve kiracılar hakkında icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamını istemişlerdir. Davalılar usulüne uygun tebligata rağmen yargılamaya gelmedikleri gibi bir cevap da vermemişlerdir.

Dava konusu taşınmazda davacılar ve davalılar C____ ve Ş____'in murisi L_____ Y____'ın paydaş olduğu, davacıların elbirliği mülkiyetine konu bu paya dayanarak dava açtıkları, L____ Y____'ın davacılar ve davalı C____ E____ ile Ş____ Y____ dışında başka mirasçılarının da bulunduğu dosyada mevcut mirasçılık belgesi ve tapu kaydından anlaşılmaktadır. Mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan davacıların tek başlarına dava açma hakkı bulunmamaktadır. Elbirliği mülkiyetine konu taşınmazın tüm ortaklarının birlikte dava açması ya da birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekmektedir. Bu durumda davacılar dışındaki diğer mirasçıların da davaya muvafakatinin sağlanması, bu mümkün olmadığı takdirde davacıya terekeye temsilci tayini için süre verilmesi, davanın tayin edilecek temsilci vasıtası ile yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru olmadığından hükümün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca hükümün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına , istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 8.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."

Saygılar...