Mesajı Okuyun
Old 07-11-2012, 15:43   #6
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Sayın Işık'ın belirttiği hususları belirtmeye gerek duymadım. Ancak aynen dediği gibi, işçinin gıyabında 10.11. Ağustos, 15.16.17 Ağustos, 1.2. Eylül günü gelmemiş gibi toplam 15 gün devamsızlık tutanağı tutulmuştur. İşçi bunlardan haberdar olmamış, savunması istenmemiştir. Son olarak 14.15.16 Eylül günü işe gelmediğinden dolayı ihtarname gönderilmiştir. İşveren de 15 günlük tutanağı baz alarak hizmet akdini feshetmiştir.

Tutanak tanıklarından biri davaya gelmedi, davalı vekili, dinlenilmesinden vazgeçtiği için dinlenmedi, diğer tanık ise devamsızlık yapıyordu, dedi. Bizim sunduğumuz tanıklar ise devamsızlık hiç yapmadı dedi.

Bana göre, külliyen hatalı ve yanlış bir karar. Ancak takıldığım husus; buna göre karar verilecekse bilirkişiye ne lüzum vardı noktasında...

Farz-ı misal hakim 30. maddeye göre uygun bir yargılama yapsaydı ve dava red olsaydı, karar kesinleşseydi. Ben bu kadar uğraşmayacağım, müvekkilim de bu kadar karşı vekalet ücreti vermek zorunda kalmayacaktı. Eş söylem ile mahkeme red sebebiyle doğru karar verdiğini varsayarsak, dosya bilirkişiye gitmeden önce karar verecek, ben kararı temyiz edecektim, temyizden onama kararı gelecekti. Davacı müvekkilim, yargılama gideri olarak bilirkişi masrafını ödemeyecek, karşı vekalet ücreti de dava miktarı üzerinden kabul edilecekti.

Sonuç olarak, bu işten devlet zarar etti, vatandaş zarar etti, ben zarar ettim, hatta davalı asil zarar etti, 2 kişi kazandı biri bilirkişi, diğeri de davalı meslektaşım.(meslektaşımın ve bilirkişinin hakk değildir demiyorum ) ama bu noktada HMK 46.maddesine göre galiba devlete karşı tazminat davası açamıyorum...

Kolay Gelsin...