07-11-2012, 12:30
|
#6
|
|
Sayın yılmazkan gözümüzden kaçan önemli bir ayrıntıya ilişkin içtihat için çok teşekkürler. İçtihadı okuduktan sonra davacının delil listesini inceledim ve şu ilginç durumla karşılaştım. Borçlunun ikametgahı A kentinde. Sözleşme 20/12/2010 da B kenti noterinde yapılmış ancak sözleşmenin tescili A kentinde 24/10/2010'da yapılmış gibi gözüküyor. Yani daha sözleşme yapılmadan tescil edilmiş gibi bir durum var. Dosyayı inceleyip bu hususun üzerinde duracağım.
Peki haciz esnasında yapılan telefon görüşmesinde hacizden haberdar olunmadığı iddiası hayatın olağan akışına ters değil mi?İyiniyet ve dürüstlük kuralına aykırı değil mi? Ben bu kanaatteyim açıkçası.
|