Alıntı: Anlattıklarınızdan kaza ile müvekkilinizin eylemleri arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ona karşı dava açılmasının sebebini açıkçası anlamadım. Kazayı ayrıntılı bilmedikçe net cevap ver zor.

Alıntı: Sayın Yılmazkan'a katılıyorum. İlk bakışta illiyet bağı yok gibi görünüyor. Dosyayı incelediniz mi? Cumhuriyet Savcısı, olayın özelliklerine göre (Örneğin, öğrencilerin araçtan indirildiği yerin trafik Kurallarına uygun olmayışı gibi.) müvekkillerinizin de kusurlu olabileceği kanısına varmış olmalı.

Normalde okul servisleri öğrenciyi ya okulun içine ya da okulun önüne bırakır. Bizim olayda öğrenciler okulun yakınına bırakılmış. 2011'de ve bu yılın başlarında aynı öğrencilere müvekkil tarafından servis hizmeti de verilmiş ancak veliler sözleşme imzalamaya yanaşmadığı için servis işi resmiyet kazanamamış, kaçak konumda olduğundan okula servis aracı sokamayan müvekkil bu yüzden de servisi iptal etmiş. Öğrenciler bir süre toplu taşımayı kullanmak zorunda kalmış. Olay günü yağışlı bir hava olduğundan yurt müdürü arayıp özel olarak ricada bulunmuş. Zaten müvekkil başından beri servis hizmetini hatır için sunduğundan (geçmişte de servis ücreti olarak maliyeti karşılayacak kadar çok cüzi bir ücret alınmış) bu ricayı kıramayıp servisi göndermiş, çocuklar okul yakınındaki otobüs durağında indirilmişler ve olayda bu şekilde gerçekleşmiş. Olay özetle bu şekilde. Olayın nasıl olduğu bir tarafa, olayda illiyet rabıtasının trafik kazası ile kesilmiş olduğu çok açık gibi görünüyor. Tazminat sorumluluğu açısından da bu yönde bir değerlendirme yapılır diye düşünüyorum.