Mesajı Okuyun
Old 01-11-2012, 17:26   #5
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın EKİCİ,

Fayda/zarar teorisine göre bir değerlendirme yapıldığında dahi kişilere (müvekkiller açısından) usul ekonomisinden daha evla fayda sağlanabilecek* bir iptal sözkonusu (diye düşünüyorum )...

* Anayasa Mahkemesi'nin, konuya ilişkin iptal gerekçesi incelendiğinde:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=70721

Mahkemenin iptal gerekçesindeki hususların sağlayacağı faydanın, Anayasa'nın 141/son kuralını önemsizleştirdiği kanaatindeyim.

Saygılar...
Sayın ÖKSÜZ;

Yasa koyucu "yargılamanın bütünlüğünü bozacak" bir düzenlemeyi ikame etmekle, sonrasında bu düzenlemenin iptaline yol vererek açılan çok sayıda davanın görevsizlik nedeniyle zaman ve emek kaybına uğramasına neden oldu.

Esasen HMK 3 hiç olmamalıydı. Bir başka deyişle, idarenin eylem ve işlemleriyle yol açtığı zararların tazmini için başvuru mercii HMK ile değiştirilmemeliydi. Soruyu sormaktaki gayem, her ne kadar idareye karşı açılacak tazmninat davalarının idari yargıda açılmasının devamı yönündeki iptal kararının isabetli olduğuna katılsam da, konuyu meslektaşlarımın dikkatine sunup bir yasal bir boşluk olup olmadığını tartışmaktı.

Anayasa 141/son ise zaten işlerliği olan ve bu anlamda "önem" taşıyan bir hüküm değil, sadece bir temenninin dile getirilmesi zaviyesinden değerlendirilebilecek bir cümleden ibaret.

Sadece Türk Hukuk Sitesi'nde dahi bu konuya benzer durumlara ilişkin çok sayıda yakınmada bulunulması, sorunun sorulması (alıntıladığınız bağlantıda da konuya ilişkin yorumda bulunduğumu farkettim) ve meslektaşlarımızın sağlıklı hareket kabiliyetinin yap-boza dönen değişiklikle kısıtlanması, müvekkillere davanın esastan reddedilmediğinin izahındaki zorluk da göz önünde bulundurulduğunda HMK'yı hazırlayan ve yasalaştıranların hatasını "vahim" olarak nitelendirmek mümkündür sanıyorum.

Saygılarımla..