Sayın EKİCİ,
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av. Engin EKİCİ |
 |
|
|
|
|
|
|
...Esasen konu hakkaniyet yönüyle ele alındığında, görev hususu kamu düzenine ilişkin ve dahi "kazanılmış hak" olarak ileri sürülemeyecek dahi olsa davacı açısından ciddi bir emek ve zaman kaybına yol açması bakımından usul ekonomisine ters olduğu kanaatindeyim...
|
|
 |
|
 |
|
Fayda/zarar teorisine göre bir değerlendirme yapıldığında dahi kişilere (müvekkiller açısından) usul ekonomisinden daha evla fayda sağlanabilecek
* bir iptal sözkonusu (diye düşünüyorum

)...
* Anayasa Mahkemesi'nin, konuya ilişkin iptal gerekçesi incelendiğinde:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=70721
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
...aynı idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerden kaynaklanan zararlar kapsama alınmadığından, sorumluluk sebebi aynı olsa da bu zararların tazmini davaları idari yargıda görülmeye devam edecek, bu durumda, idarenin aynı yapı içinde aldığı kararın bir bölümünün idarî yargıda bir bölümünün adlî yargıda görülmesi yargılamanın bütünlüğünü bozacaktır.
...Esasen idare hukukunda var olan hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk kavramları, kişilerin gördüğü zararların tazmininde kullanılan ve kişilerin idare karşısında korunma kapsamını genişleten kavramlardır. İdare hukukunda, idarenin hiçbir kusuru olmasa da sosyal risk, terör eylemleri, fedakârlığın denkleştirilmesi gibi kusursuz sorumluluğa ilişkin kavramlara dayanılarak kişilerin uğradığı zararların tazmin edilmesi mümkündür. Özel hukuk alanındaki kusursuz sorumluluk halleri ise belirli konular için düzenlenmiş olup sınırlıdır... |
|
 |
|
 |
|
Mahkemenin iptal gerekçesindeki hususların sağlayacağı faydanın, Anayasa'nın 141/son kuralını önemsizleştirdiği kanaatindeyim.
Saygılar...