 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Oğuzhan Dayar |
 |
|
|
|
|
|
|
İyi çalışmalar değerli meslektaşlarım
Gerçek şahıs müvekkil, mülkiyetinin ½’si kendisine ait olan bir taşınmazda fırıncılık yapıyor.
Taşınmazın ½ hissesi de da şimdilik A diye isimlendireceğimiz 3. bir şahsa ait.
A şahsı, ½ hissesini, helvacı kâğıdı dediğimiz kendi aralarında yaptıkları sözleşme ile müvekkilime satıyor 125.000,00 TL karşılığında.
Bedel tamamıyla ödenmiş. Bu husus 2 tanık şehadetiyle imzalanmış ve A ile müvekkilimin imzasını taşıyan adi yazılı sözleşmede de belirtilmiş.
Bu yaşananlar 2 yıl önce gerçekleşiyor…
A şahsı müvekkilime dava açma hazırlığında imiş, ½ hissesine sahip olduğu fırında müvekkilimin hiçbir bedel ödemeyerek iş yaptığı iddiasıyla…
Mülkiyeti alamayacağımız konusunda eminim, bu konuda bir tereddüt olmadığını düşünüyorum.
Peki, A kişisi tarafımıza alacak dava açtığında ki bu dava ya kira ilişkisine ya da fuzuli işgale dayanacaktır, ne şekilde hareket edebilirim?
Taraflar arasında sözlü ya da da yazılı bir kira sözleşmesi/ilişkisi bulunmamaktadır.
Sonuçta A tapuda ½ mal sahibi olarak gözüküyor, elimizde bedelin ödendiğine ve ½ hissenin müvekkilime satıldığına dair adi yazılı sözleşme de var…
Fikirlerinizi ivedilikle bekliyorum :evet
Saygılarımla
|
|
 |
|
 |
|
İyiniyetli işgal sözkonusu olduğu sürece ecrimisil istenemez. Satış geçersiz de olsa satış tarihinden sonraki kullanım işgal kastıyla olmayıp, tamamen iyiniyetlidir. Bu süre için ecrimisil istenemez kanaatindeym.
Taşınmaz satış sözleşmesi yazılı şekil şartına uyulmadığı için geçersiz olduğundan, karşı taraf rızaen devri yapmadıkça devre zorlaymazsınız. Bu bakımdan karşı tarafa ihtar çekip kısa bir süre içinde (7 gün gibi) devrin yapılmasını talep edin, aksi taktirde verilen bedelin faizi ile birlikte iadesinin yapılmasını aynı ihtar içinde talep edin derim.