|
|
|
|
evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün kapsamını ve gerektirdiği ölçüyü tespit etmek...
|
|
 |
|
 |
|
Peki Sayın Meslektaşım meseleye farklı ve daha geniş bir açıdan bakmaya çalışayım öyleyse. Malumunuz olduğu üzere Mk.186 eşlerin oturacakları konutu birlikte seçmeleri gereğine işaret eder. Mk.197 de der ki eşlerden biri haklı bir sebep yokken birlikte yaşamaktan kaçınıyorsa talep üzerine hakim ayrı yaşamaya karar verebilir. Diğer yandan eşlerden birinin, ortak hayat sebebiyle ... ekonomik güvenliği... tehlikeye düşmüşse onun da ayrı yaşamaya hakkı vardır. Soruya konu olayda emlak sahibi eş diğer eşin rızası hilafına konut ve hatta ikamet belirlemektedir. Bu ortak yaşam iradesi olmadığı anlamında
değerlendirilebilir. Üstelik sahip olduğu emlakın tamamını da elden çıkarmaya çalışması diğer eşten mal kaçırma gayreti olarak düşünülebilir. Bu şartlar altında bana göre yapılacak iş MK.195 gereği aile mahkemesinden terditli talepte bulunmaktır. Buna göre tabidir ki tedbirli olarak öncelikle eşlerin ikamet konusundaki çatışmalarının giderilerek ortak konut hakkında tasarruf yetkisinin kısıtlanması, şayet mümkün olmaz ise diğer mali tedbirlerle birlikte bu kez ortak yaşamı devam ettirmekten kaçınma hususu da gözönüne alınarak, mal kaçırma niyetini bertaraf edecek kapsamda bir tasarruf yetkisi kısıtlaması talep edilerek ayrılığa karar verilmesi istenmeli diye düşünüyorum. Zira "tasarruf yetkisinin kısıtlanması" kanunla düzenlenmiş bir tedbir olarak işaret ettiğiniz gerekçeyle sınırlandırılmış olsa bile 195/1 gereği hakimin uygun gördüğü her tedbiri almak yönündeki geniş yetkisi sayesinde bana göre bu mümkün görünmektedir.
(MADDE 195 - GEREKÇE
Madde İsviçre Medenî Kanununun 172 nci maddesindeki yeni hükme uygun olarak kaleme alınmıştır. Eşler ayrı ayrı ya da birlikte hâkime başvurmak suretiyle, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğiyle ilgili önemli bir uyuşmazlığın doğması hâlinde gerekli müdahalenin yapılmasına karar verilmesini isteyebilecektir.
Müdahalesi istenen hâkim, bu konuda eşleri uyarma, onları uzlaştırma ya da eşlerin birlikte rıza göstermesi hâlinde onların huzur ve mutluluktan için uzman kişilerin önerileri yönünde karar verme yetkisine sahiptir.
Maddenin üçüncü fıkrası hâkime, eşlerden birinin istemi üzerine kanunlarda öngörülen önlemleri alma yetkisini de tanımaktadır. Bu hüküm hâkime, istem üzerine eşlerin ayrı yaşamalarına, eşlerin meslek ve işine, eşlerin çocuklarla ilişkilerine, evlilik birliğine ilişkin katkılara yönelik önlem hükmünde kararlar verme yetkisini tanımıştır.
Maddenin ikinci fıkrasındaki "uzman kişilerin yardımını" isteme, İsviçre Medenî Kanununun 172 nci maddesinde "Evlilik veya Aile Danışma Bürolarının yardımını isteme şeklinde kaleme alınmıştır. Ülkemizde bu tür bürolar bulunmadığından, maddede "uzman kişilerin yardımını isteme" şeklinde genel bir hükme yer verilmiştir.)
Saygılar, iyi çalışmalar..