05-10-2012, 15:09
|
#9
|
|
Soruda, meslektaşımızın elinde, olayla ilgili ne tür bilgi ve belgelerin olduğu açıklanmamıştır. Ancak anlatıma göre mevcut olayda üç temel hukuki durum söz konusudur. 1. Hile 2. Muvazaa 3. İnançlı İşlem
Benim size tavsiyem muvazaaya dayanmanızdır.
Taraf muvazaasında, sözleşmenin tarafları muvazaa iddialarını senede karşı senetle ispat kuralı uyarınca tanıkla ispat edemeyeceklerdir. Ancak yazılı delil başlangıcı bulunması durumunda, taraf muvazaasının tanık dahil her türlü takdiri delille kanıtlanması mümkündür. Yargıtay kararlarında geçtiği üzere bunun yanı sıra, GENEL YAŞAM DENEYLERİNE VE HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA DAYANAN KİŞİ DE, ARTIK İDDİASINI İSPATLA YÜKÜMLÜ DEĞİLDİR. EYLEMLİ KARİNE DENEN YAŞAM DENEYİ KURALLARI, TARAFLARIN OLAY İDDİALARININ DOĞRULUĞU VEYA BİR DELİLİN GÜVENİLEBİLİRLİK DERECESİ HAKKINDA, HAKİMİN KANAAT EDİNMESİNE YARAYAN, YAŞAM DENEYLERİNİN ORTAYA KOYDUĞU DEĞER HÜKÜMLERİDİR (Bilge Umar/Ejder Yılmaz - İspat Yükü syf 165 vd) Buna göre hüküm; iddianın doğruluğunu, yaşam deneyi kurallarına dayanarak kabul edebilir ve bu durumda delil gösterme yükü, o olayın aksini ileri süren tarafa geçer. Ayrıca karşı tarafa yemin teklif etme hakkınız da bulunmaktadır.
Yazılı delil başlangıcı varsa ve muvazaa iddiasının doğruluğunun kabulünü gerektiren eylemli karineler varsa, muvazaanın varlığının ispatı davacıya düşer HGK 10.11.2004 T. E.14-464/K.588
Olayınızdaki eylemli karineler ise şunlar olabilir:
1. Kişinin (müvekkilinizin imam nikahlı eşi) gelirinin bulunmaması, bu kadar tapuyu alacak parasının bulunmaması.
2. Müvekkilinizin mirasbırakanın pek çok borcunun bulunması ve bu nedenle tapuların devrinin yapıldığı
3. Kişinin mirasçılardan birinin imam nikahlı eşi olması,
4. Tapu devrinin mirasbırakanın ölümüne müteakip yapılması vs.
|