Alıntı: Dolandırıcı muhtemelen sahte bir hesap sahibidir, böyle bir olayda kendi adına hesap açacağını sanmıyorum.

Muhtemelen. Bir ihtimal hesabı kendi adına açmış da olabilir. Özellikle kaçak göçek yaşayan/gerçekte nerede ikamet ettiği bile bilinemeyen ve adına kayıtlı en küçük bir malvarlığı da bulunmayan bir kişi, özellikle sabıkası da varsa, bu durumu çok da umursamayabilir. Öte yandan şayet hesap sahte kimlikle açılmışsa, bu durumda hesabın açıldığı bankanın da olayda sorumluluğunu tartışmak gerekecektir.

Alıntı: B ve C nin sırf bu nedenle olaydan sorumlu tutulmaları bana doğru gelmiyor. Ama somut olay ne şekilde oluştu ayrıntılı bilmiyoruz. Yoksa tabii ki sizin de haklı olma ihtimaliniz var

B ve C şunun için sorumlu olur: Dolandırıcı şahıs A'yı dolandırdığı gibi muhtemelen B ve C'ye de bir hikaye anlatmıştır (kendi hesaplarında haciz olduğu için banka kanalıyla gönderilmesi gereken böyle bir parayı alamadığını, vs.) ve kendisine yardımcı olmaları halinde havale tutarının bir kısmının kendilerine ödeneceğini söylemiştir. Yani B ve C muhtemelen bu olayda "şark kurnazı" konumundadır ve başından beri en hafif tabiriyle muvazaalı olduğunu bildikleri bir işe menfaat karşılığı girişmişlerdir. B ve C'nin açılan davada öncelikle dolandırıcı şahısla hiçbir irtibatlarının olmadığını ortaya koymaları gerekecek. Mahkeme bu savunmaya değer verdiğinde (ki muhtemelen böyle olacaktır) bu durumda B ve C'nin hukuki sorumluluğunun tespiti aşamasına geçecektir. Kusur oranları tartışılır, ancak ben kesinlikle B ve C'nin olayda sorumlu olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla.