|
|
|
|
Görüşe katılmakla birlikte, zor koşullar arasında terör olaylarının sayılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Savaş hali, doğal felaketler, vb olabilir ama devlet, "terör olayları nedeniyle güvenliği sağlayamıyoruz, o yüzden keşfi şöyle yapın" diyemez. Çünkü birisi çıkar, "sen ne işe yarıyorsun o zaman", der. Diğeri çıkar, "güvenliğini sağlayamadığın yerde senin hakiminin sözü geçmez", der.
Konuyla ilgili olaraksa; güvenliği sağlamak devletin sorumluluğudur. Bundan kaçış da yoktur. "Bu seferlik şöyle olsun", "3g orada iyi çekiyor", vb hukuka uymaz. Hakim, güvenliğin sağlandığına inanınca gider ve bizzat keşfi yapar.
|
|
 |
|
 |
|
Endişenizi anlıyorum. Böyle bir durumda mahkeme kararını yazarken kolluk makamlarının cevabi yazısına atıf yapıp, terör ibaresini karara hiç yazmadan, güvenliğin sağlanmasının mümkün olmadığı ve bu durumun süreklilik arzettiğinin belirlendiğini, bu şekli ile keşfin selametle tamamlanmasının imkansız olduğunun anlaşıldığını belirtip, olağanüstü duruma yönelik boşluk dolduran gerekçesini yazmasında ben mahsur göremiyorum.