sgk tarafından açılan rücu tazminat davasına "dahili davalı" sıfatı ile dahil edildik.Ancak bu dahil edilme de şu şekilde olmuş; kurum davasını asıl davalılara karşı açtıktan sonra davacı ve asıl davalı taraflara ilişkin tensip duruşması yapılmış.Ne tensip zaptında nede başkaca herhangi bir tutanakta ismimiz geçmemekte.Ancak davacı kurum tensibin hemen ardından ilk duruşma öncesinde dava dilekçesini bize "dahili davalı" sıfatı ile tebliğ ettirmiş.Ve ilk duruşmaya bu sıfatla katılıp davaya tarafımızca esasa ilişkin cevap da verilmiş. Kanımca SGK harçtan muaf olduğu için "davaya usulünce dahil edilmiş olunmadığımız" yönünde itirazda bulunulmamış.Zira bildiğim kadarı ile harcının yatırılması halinde uygulamada dahili davalı kurumu kabul ediliyor.Devamında yargılama bitmiş ancak her tutanakta hatta gerekçeli kararda dahi müvekkil "davalı" sıfatı ile yer almış.Dahili davalı ibaresi hiç bir tutanakta geçmiyor.Dosya bu hali ile gerek müvekkilce gerekse de asıl davalılarca Yargıtaya gönderilmiş ve yargıtay bu meseleyi inceleme konusu bile yapmaksızın sadece esasa ilişkin hususlardan kararı bozmuş..Şu halde bozma sonrası yargılamada biz yukarıda saydığımız hususlarda itirazda bulunabilirmiyiz.Yani tarafımıza usule uygun bir dava açılmamış olduğu için hakkımızda karar verilmesinin uygun olmadığını iddia edebilirmiyiz.Yoksa bu husus artık kesinleşmiş sayılacağı ve esasa cevap süresinde ileri sürülmemiş olduğu için artık ileri sürülemezmi.Zira o dönemde temyiz dilekçesinde bile bu itirazda bulunulmamış tarafımızca..teşekkürlerrr....