Mesajı Okuyun
Old 04-09-2012, 15:16   #2
üye32062

 
Varsayılan

Burada önemli olan x şahsının görevini yerine getirirken a firmasının talimatları gereği mi yoksa imzalanan taşeronluk sözleşmesi uyarıncamı hareket ettiği. kanımca X taşeronun hakim ortağı olmakla bence iki firma arasındaki sözleşme gereği hareket etmiştir. Bu bakımdan yargıtay kararı doğrudur diye düşünüyorum. Aynı olmamakla birlikte benzer bir yargı kararı ekliyorum. Umarım yardımı olur iyi çalışmalar.


T.C. YARGITAY

10.Hukuk Dairesi
Esas: 1986/3116
Karar: 1986/3882
Karar Tarihi: 26.06.1986


ÖZET:Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre "zaman" ve "bağımlılık" unsurları hizmet aktinin ayırıcı ve belirleyici özellikleridir. Çalışan, Borçlar Kanununun 313. maddesini öngördüğü çevre içinde "zaman" ve "bağımlılık" unsurların gerçekleştirecek biçimde işini yapıyorsa aradaki çalışma ilişkisi hizmet aktine dayanıyor demektir. "Zaman" unsuru, çalışanın işgücünü, belirli ya da belirli olmayan bir süre içinde işverenin buyruğunda bulundurması olgusunu kapsar. Hiç kuşkusuz, çalışan bu süre içinde işveren veya vekilinin buyruğu ve denetimi altında (bağımlı olarak) edimini yerine getirecektir. Burada söz konusu olan bağımlılık ise, her anda ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan; çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır.

(1475 S.K. m. 9) (506 S.K. m. 2, 3) (818 S.K. m. 313)

Dava: Davacı, 15 Aralık 1966 tarihinde Ilgın PTT Müdürlüğü nezdinde gezici müteahhit olarak geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Davada sonuc olarak davacının 1966-1967 yılında Ilgın PTT Müdürlüğü ile ilgili olarak geçen hizmetlerinin sigortalı hizmet olarak saptanmasına karar verilmesi istenmektedir. Olayda, iddia olunan çalışmaların hizmet aktine dayalı çalışma (sigortalı) olup olmadığı önem taşımaktadır. Davacı ile PTT Müdürlüğü arasındaki ilişkinin hangi akit türüne girdiği saptanmadan önce çalışmanın şekli üzerinde durmak gerekecektir. Dosyaya konulan noter senedi ile diğer bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere; Ilgın PTT Müdürlüğüne ait paket, torba, mektup ve sair PTT maddelerinin taşınması ve yerlerine ulaştırılması işi için PTT İdaresi tarafından ihale açıldığı, ihalenin en uygun teklifi veren davacı üzerinde kaldığı, bunun üzerine 2490 sayılı Artırma ve Eksiltme Kanunu hükümleri gereğince noter kanalıyla re'sen taraflar arasında sözleşme yapıldığı ve davacını sözleşme hükümleri gereğince yüklendiği işi yerine getirdiği görülmektedir.

Davacının yaptığı iş PTT'ye ait yukarıda sayılan maddelerin taşınıp yerlerine ulaştırılması işi olduğuna göre sözleşmenin türü hizmet akdi olmayıp taşıma aktidir.

Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre "zaman" ve "bağımlılık" unsurları hizmet aktinin ayırıcı ve belirleyici özellikleridir. Çalışan, Borçlar Kanununun 313. maddesini öngördüğü çevre içinde "zaman" ve "bağımlılık" unsurların gerçekleştirecek biçimde işini yapıyorsa aradaki çalışma ilişkisi hizmet aktine dayanıyor demektir. "Zaman" unsuru, çalışanın işgücünü, belirli ya da belirli olmayan bir süre içinde işverenin buyruğunda bulundurması olgusunu kapsar. Hiç kuşkusuz, çalışan bu süre içinde işveren veya vekilinin buyruğu ve denetimi altında (bağımlı olarak) edimini yerine getirecektir. Burada söz konusu olan bağımlılık ise, her anda ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan; çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır.

Bununla birlikte, sigortalı sayılabilmek için, bunlardan ayrı olarak hizmet sözlemesinin öngördüğü edimin işverene ait işyerinde görülmesi koşulunun da gerçekleşmiş bulunması gerekir.

Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davacını çalışmalarının "hizmet akti" olarak nitelendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz oluna hükmün yukarıda açılanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.6.1986 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)