|
|
|
|
Merhabalar
Borçlunun birçok taşınmazı haczediliyor. 2 yıllık süre içerisinde satış talep ediliyor.(kıymet takdiri için açılan talebe paraf atmadan eklemek suretiyle) Bu talepten bir ay sonra kıymet takdiri avansı adı altında dosyaya para yatırılıyor. Kıymet takdiri yazışmaları uzun sürüyor ve haciz tarihinin üzerinden iki yıl geçiyor. İki yıllık sürenin geçmesinden sonra borçlu para eden taşınmazları 3. kişiye satıyor. Bu arada kıymet takdiri yapılıp 3. kişiye tebliğ edildiğinde 3. kişinin avukatı (aynı zamanda borçlunun da avukatı) hacizlerin kaldırılmasını talep ediyor.
İcra müdür yardımcısı da satış talep edildiği ancak 1 ay sonra kıymet takdir avansı adı altında para yatırıldığından bahisle 3. kişinin talebini kabul ediyor.
Ancak bize de işlemi şikayet edin ben pek emin olamadım diyor. Siz ne dersiniz. Elinde ilgili Yargıtay kararları olanlar paylaşırsa sevinirim.
|
|
 |
|
 |
|
Olayınızda size yardımı olabilecek 2. bir şikayet nedeni daha vardır.
Taşınmazı satın alan 3. kişi icra dosyasının tarafı değildir. Dolayısı ile kendisi "mülkiyete dayalı olarak istihkak iddia eden" konumundadır. Bu nedenle icra müdürlüğünün "3. kişinin takibin tarafı olmadığı ve talebin istihkak iddiası niteliğinde olduğu ve bu talebin İcra Mahkemesinde istihkak davası açmak sureti ile ileri sürülebileceği" gerekçesi ile reddetmesi gerekirdi.
Olayda icra müdürü haczin düşüp düşmediği meselesine hiç girmeden bu şekilde karar verse idi doğru olurdu.
Haczin düşmüş olması sebebi ile haczin kaldırılmasını borçlunun kendisi isteyebilir ancak 3. kişi isteyemez.
Selamlar...