31-08-2012, 10:45
|
#6
|
|
21. Hukuk Dairesi 2003/10076 E., 2004/1453 K.
•İSTİHKAK DAVASI
•MÜLKİYET KARİNESİ
"İçtihat Metni"
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Uyuşmazlık 3.kişinin İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu menkul mallar; borç kaynağı bonoda yazılı olan, borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste ve (borçlu) şirket ortağı Zafer huzurunda haczedilmiştir. İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi (borçlu) dolayısıyla (alacaklı) yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı tarafından kesin ve güçlü delillerle kanıtlanması gerekmektedir.
Davacı 3. kişi haciz adresini borçluların boşaltmalarından sonra dükkan sahibinden kiralayarak; ticarete başladığını, haczedilen malların kendisine ait olduğunu iddia etmiştir.
Davacı Serya; (borçlu) şirket ortaklarından Zafer in eşi olup borç doğumundan sonra eşi ile aynı faaliyet konusunda ve eşine ait şirket adresinde; (borçlu) eşini de işçi olarak yanına alarak ticarete başlamıştır. 14.8.2001 tarihli haciz sırasında; adreste halen (borçlu) kişi ve şirkete ait vergi levhası oda kaydı gibi belgeler bulunmaktadır. Tüm bu maddi ve hukuki olgular hayat deneyimlerine uygun olmadığı gibi davacı iddiasının aksine yapılan işlemlerin; alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işyeri devri niteliğinde olduğu ve bu haliyle alacaklıların haklarını etkilemeyeceği açıktır.
Öte yandan; bir an için işyeri devrinin danışıklı olmadığı düşünülse dahi İİK'nun 44. maddesi koşullarına uygun devir yapıldığı iddia ve ispat edilemediği gibi B.K.'nun 179 madde uyarınca da davacı 3. kişi devir aldığı işyeri borçlarından sorumlu olacaktır.
Bu nedenlerle davacı 3. kişinin davasının reddi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|