|
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/17500
K. 2008/9405
T. 16.9.2008
• ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN İSTİHKAK DAVASI ( Takip Tarihinden Sonraki Tarihi Taşıyan Haczedilen Eşyalara İlişkin Olduğu Anlaşılamayan ve İstenilen Kişi Adına Her Zaman Temini Mümkün Olan Belgeler Yasal Karinenin Aksini Kanıtlamadığı )
• YASAL KARİNE ( Takip Tarihinden Sonraki Tarihi Taşıyan Haczedilen Eşyalara İlişkin Olduğu Anlaşılamayan ve İstenilen Kişi Adına Her Zaman Temini Mümkün Olan Belgeler ile Davacı Üçüncü Kişi Karinenin Aksini Kanıtlayamayacağı )
• MÜLKİYET KARİNESİ ( Takip Tarihinden Sonraki Tarihi Taşıyan Haczedilen Eşyalara İlişkin Olduğu Anlaşılamayan ve İstenilen Kişi Adına Her Zaman Temini Mümkün Olan Belgeler ile Davacı Üçüncü Kişi Karinenin Aksini Kanıtlayamayacağı )
• VERGİ LEVHASI ( Mücerret Olarak İşyerinin Davacı Üçüncü Kişiye Ait Olduğunu Göstermediği - Üçüncü Kişinin İstihkak Davası )
• TACİRLERİN YASAYA UYGUN TUTULMAYAN DEFTERLERİ ( Lehlerine Delil Olamayacağı )
• USULÜNE UYGUN TUTULMAMIŞ TİCARİ DEFTERLER ( Tacirlerin Lehlerine Delil Olarak Kullanılamayacağı - Üçüncü Kişinin İstihkak Davası )
2004/m.96,97/a-2
6762/m.69
ÖZET : Dava, İcra ve İflas Kanunu'nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak davasına ilişkindir.
Davacı üçüncü kişi, delil olarak faturalar ibraz etmişse de, takip tarihinden sonraki tarihi taşıyan, haczedilen eşyalara ilişkin olduğu anlaşılamayan ve istenilen kişi adına her zaman temini mümkün olan belgeler olması itibariyle davacı üçüncü kişi tarafından yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü mümkün değildir. Ayrıca, dinlenen davacı tanıklarının anlatımları yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığı gibi, delil olarak sunulan vergi levhası da mücerret olarak işyerinin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu göstermez.
Tacirlerin yasaya uygun tutulmayan defterlerinin lehlerine delil olamayacağı hükme bağlanmıştır. Davacı üçüncü kişinin ibraz ettiği kapanış tasdiki olmayan kısaca usulüne uygun tutulmamış ticari defterlerinin lehlerine delil olarak kullanılmasına imkan bulunmamaktadır. Bu durumda, davanın reddi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı ( Alacaklı ) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu'nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak davasına ilişkindir.
Davaya konu eşyalar, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olduğu adreste haczedilmiştir. Öte yandan, borçlu şirketin %70 payına sahip ortağı olan davacı üçüncü kişinin de ticaret sicili kayıtlarından, haciz adresinde faaliyette bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, haczedilen eşyaları borçlu ile davacı üçüncü kişi birlikte ellerinde bulundurduklarından, İcra ve İflas Kanunu'nun 97/a-2. maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi, davacı üçüncü kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından haczedilen eşyalar borçlunun sayılır.
Davacı üçüncü kişi, delil olarak faturalar ibraz etmişse de, takip tarihinden sonraki tarihi taşıyan, haczedilen eşyalara ilişkin olduğu anlaşılamayan ve istenilen kişi adına her zaman temini mümkün olan belgeler olması itibariyle davacı üçüncü kişi tarafından yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü mümkün değildir. Ayrıca, dinlenen davacı tanıklarının anlatımları yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığı gibi, delil olarak sunulan vergi levhası da mücerret olarak işyerinin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu göstermez.
Öte yandan, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 27.03.2007 tarihli raporda, dava konusu eşyalardan ısılı pres makinesi ile Samsung marka bilgisayar ve teferruatına ilişkin faturaların kapanış tasdiki olmayan davacı üçüncü kişinin defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nun 69. maddesinde, tacirlerin yasaya uygun tutulmayan defterlerinin lehlerine delil olamayacağı hükme bağlanmıştır. Anılan yasa maddesi gereğince, davacı üçüncü kişinin ibraz ettiği kapanış tasdiki olmayan kısaca usulüne uygun tutulmamış ticari defterlerinin lehlerine delil olarak kullanılmasına imkan bulunmamaktadır. Bu durumda, davanın reddi yerine aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ( Alacaklı )'ya iadesine, 16.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|