Mesajı Okuyun
Old 27-08-2012, 13:04   #5
alpercelep

 
Varsayılan

Ben banka avukatı olarak şu şekilde açıklamaya çalışacağım.Eğer yanlış aktardığım bir husus olursa kusuruma bakmayın.Borçlar kanunun müteselsil borçlu ve müteselsil kefalet hükümlerini içerir maddelerinden dolayı esas borçlu dışında ancak kefillere karşı tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız takip başlatılabiliyor.Çünkü kefil kendi kefaleti için ipotek vermediğinden dolayı 3. bir şahıs tarafından esas borçlu lehinde ya da esas borçlu tarafından kendi borcu lehine ipotek verilmiş olsa dahi bu kefilin kefaletini kapsamadığından ilamsız takip yapmakta kanunen bir engel yok.ancak müteselsil kefilin veya kefillerin vermiş olduğu şahsi kefaletlerine teminat olması maksadıyla ipotek verilmişse de o zaman ilamsız takip yapılamaz. Örneğin A bankası B şahsına 200.000 TL kredi kullansdırıyor.B şahsının kredisini teminatlandırmak için C şahsı 250.000 TL limitle taşınmazını ipotek veriyor ve kendisi de aynı zamanda krediye kefil oluyor.Resmi senette ipoteğin B şahsının kredi borcunu ve kendi kefaletini A bankasına teminatlandırmak maksadıyla ipotek verilmiştir diye bir ibare yazdırıyor.D şahsıda yine aynı krediye kefil oluyor.Burda B borcunu ödeyemedi ve icraya düştüyse 200.000 TL borcu ipotek limiti altında kaldığı için zaten onun hakkında ilamsız takip başlatılamayacak.aynı zamanda C kendi kefaleti içinde ipotek verdiğinden onun hakkında da ilamsız takip açılamayak.Fakat D'nin kefaleti için ipotek tesis edilmediğinden ilamsız takip başlatılabilecektir. İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla tkip başlatıldı ve taşınmaz 150.000 TL'ye satıldı geri faizlerle birlikte 150.000 TL de daha borç kaldığını düşündüğümüz de İİK 45. maddeye göre rehin açığı belgesi alınıp B ve C aleyhine takip başlatılabilecektir.Umarım açıklayabilmişimdir.