|
Ayrıca aşağıdaki yargıtay kararının, belki de böyle bir şeyin varlığına yönelik ip ucları taşıdığını düşünüyorum. sizlerin, bu yargıtay kararına ilişkin yorumlarınızı da alacak şekilde bilgilerinizi beklemekteyim.
Yargıtay
1. Hukuk Dairesi
Esas : 2004/11744
Karar : 2004/11666
Tarih : 20.10.2004
*PAYDAŞLAR ARASINDA ELATMANIN ÖNLENMESİ
*ECRİMİSİL
*İNTİFADAN MEN
(4721 s. MK. m. 683, 688, 693)
Özet : Davacının payı oranında elatmanın önlenmesi isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı ile paydaşı oldukları 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan 4 nolu bağımsız bölümü davalının kullandığını, yararlanmasının engellendiğini, haksız olarak işgal ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesine, 2.350.000.000 TL. ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazın tamamı davalıya aitken, bedelsiz olarak yarısının davacıya verildiğini, davacının kira isteme hakkı olmadığını, intifadan men edilmediğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazda paydaş bulunduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi talebinin reddine, bilirkişi raporu doğrultusunda ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Berna Dizdaroğulları Koç´un raporu okundu, düşüncesi alındı.
Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebinin reddine, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu bağımsız bölümün paylı mülkiyet üzeri olduğu, davalı ve davacının bu yerde paydaş bulundukları ve karı-koca olarak birlikte otururlarken 23.08.2002 tarihinde boşanma davası açıldığı, davacının evi terketmesi sebebiyle 12.12.2002 tarihinde davalıya ihtarname çekerek taşınmazı boşaltmasını ve ecrimisil istediği ihtarın 16.12.2002 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, buna rağmen davalının çekişmeli yeri işgale devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu husus mahkemenin ve taraflarında kabulündedir.
Bu durumda davacının mülkiyetten kaynaklanan hakkına değer verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davacının payı oranında elatmanın önlenmesi isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|