| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				İntifadan Men kuralı
			 
			 
			
		
		
		
		Müvekkilimin murisi vefat ettikten sonra geriye 5 çocuğu mirasçı kalıyor ve bu 5 çocuktan 3'ü daha sonradan vefat ediyor ve alt mirasçılar söz konusu oluyor.  
 
Murisinden geriye miras olarak 4 taşınmaz kalıyor. İntikaller henüz yaptırılmamış. Bazı mirasçılar bu 2 taşınmazı kiraya veriyor ve gelirini alıyorlar, miras hissesine göre paylaştırma söz konusu değil. geri kalan 2 taşınmazda da mirasçılardan 2 tanesi bila bedel oturuyor.  
 
müvekkiller, bir çok kez sözlü olarak taşınmazları boşaltmaları ve kira gelirlerini paylaştırmaları konusunda uyarıda bulunuyorlar. bizde buna dayalı olarak ecrimisil davasını açtık. 
 
Paydaşlar arasında ecrimisil talep etmek için intifadan men koşulu bulunduğunu biliyorum. Ancak  intifadan menin her türlü delille ispatlanabileceği  Yargıtay kararlarınca sabit ancak yeni tarihli karar bulamadım elimdeki son karar aşağıdaki şekilde. Bu konuda bir değişiklik bulunup bulunmadığı bilgilerinizi varsa elinizde yeni tarihli karar paylaşırsanız sevinirim. Saygılarımla, 
 
T.C 
Y A R G I T A Y 
Üçüncü Hukuk Dairesi 
 
E. 1992/17405 
K. 1993/771 
T. 26.1.1993 
 
ÖZET : Kural olarak, intifadan men koşulu gerçekleşmedikçe, paydaşlar arasında 
ecrimisil davası dinlenemez. 
 
İntifadan men koşulu ihtarnameye bağlı kalınmaksızın her türlü delille 
ispatlanabilir. 
 
(743 s. MK. m. 623) 
 
Dava dilekçesinde taşınmaz mallardaki paya vaki elatmanın önlenmesi ve toplam 
33.141.828 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan 
müştereken ve müteselsilen tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine 
dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar 
vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak tetkik 
hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:: 
 
Mahkemece dava, intifadan men koşulunun (özelikle bu konuda ihtarname 
çekilmemiş olmakla) gerçekleşmediğinin belirlendiğinden sözedilerek 
reddedilmiştir. 
 
Her ne kadar ecrimisile konu edilen tarlalarda tarafların paydaş olduğu hususu 
çekişmesiz ve paydaşlar da, kural olarak intifadan men edilmedikçe 
birbirlerinden ecrimisil isteyemezler ise de, intifadan men koşulu 
aranmayacağı ya da kendiliğinden gerçekleşmiş sayılacağına dair (örneğin; bağ 
bahçe gibi doğal ürün, dükkan vs. gibi kira geliri şeklinde hukuksal semere 
veren paylı taşınmazlara ilişkin ecrimisil istemlerinde ve ayrıca, paydaşlar 
arasında kullanım anlaşması veya taksim sözleşmesi yapılmış olması hallerinde 
intifadan men koşulu aranmaz ve davalı tarafça, davacı tarafın paydaşlığının 
inkar edilerek ortak taşınmazın tamamında mülkiyet iddiasında bulunulduğu, 
aynı taşınmaza ilişkin olarak aynı taraflar arasında daha önce elatmanın 
önlenmesi, ecrimisil ve ortaklığın giderilmesi davaları gibi davacı paydaş 
veya paydaşların, o yeri davalı paydaş veya paydaşların kullanımına rızası 
olmadığını gösteren davalar açılmış olduğu takdirde ise, o davalardaki dava 
dilekçesinin davalı tarafa tebliği tarihinden itibaren intifadan men koşulu 
kendiliğinden gerçekleşmiş sayılır) bir takım istisnaları vardır. 
 
İntifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası (belirtilen durumlar dışında) 
yemin dahil her türlü delille ispatlanabilir ve kanıtlama biçimi yalnızca 
ihtarnameye bağlı kılınamaz. 
 
O halde; açıklanan kural ve ilkeler doğrultusunda öncelikle tarafların 
gösterdikleri deliller toplanıp incelenerek, intifadan men koşulunun 
gerçekleşmiş olup olmadığının, gerçekleşmişse bunun başlangıcının saptanması 
ve ondan sonra işgal süresi ve hakedilen ecrimisil miktarının tesbiti gibi 
diğer yönler üzerinde de durularak bu hususların dahi usulünce belirlenmesi 
ve sonuçlarına uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu yönlerden eksik 
inceleme ve aksine düşünce ile yazılı olduğu gibi davanın reddi doğru 
değildir. 
 
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde 
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan 
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve Yargıtay 
duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için yürürlükte bulunan 
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 100.000 lira 
vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan 
temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 26.1.1993 gününde 
oybirliğiyle karar verildi. 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |