Mesajı Okuyun
Old 02-02-2007, 12:42   #29
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,
Ege Bölgesi Baroları yaptıkları ortak açıklama ile BB'nin Avukatlık Yasa Tasarısı hakkında görüşlerini sunmuşlardır.

Bilgilerinize sunulur.

Saygılarımla




SONUÇ BİLDİRGESİ
26-27-28,01.2007 tarlhlnde yapılan Barolar Bölge Toplantısında, aşağıdaki belirtilen değerlendirme ve tespitlerin basına ve kamuoyuna sonuç bildirgesi olarak duyurulmasına karar verilmiştir;

1-Türkiye Barolar Birliği'nin bütün Barolara gönderdiği ve görüş istediği, "Avukatlık Yasası Taslağında yer alması Düşünülen Yeni İlkelere İlişkin Taslak Metin Önerileri" toplantıya katılan Barolarımızın temsilcileri tarafından değerlendirilmiş, bu önerilerin, ülkemizde bağımsız savunmayı temsil eden Baroların ve Baro Üyesi avukatların,talepleriyle örtüşmediği tespit edilmiştir. Büyük zorluklar ve sıkıntılara rağmen, savunma mesleğini bir kamu hizmeti, olarak gören ve savunma hakkının, adil yargılanmanın, demokrasi, İnsan haklan ve hukukun üstünlüğü mücadelesinin
yılmaz savunucuları olan Barolar ve Türk Avukatları, değişiklik önerilerinin, avukatlık mesleğinin “ kamu hizmeti ” olmaktan çıkarılıp, serbest piyasa koşullarında icra edilen bir meslek haline getirilmeye çalışıldığını tespit etmektedir. Özellikle, Barolara kayıt olmadan ruhsatname alınabilmesine, günün ekonomik koşullarında büro açma olanağı bulamadıklarından ücretli çalışmak zorunda kalan meslektaşlarımıza yönelik, onları ayrı bir sicile kaydetmek, seçme ve seçilme haklarını elinden alacak ayrımcı ve avukatlık mesleğinde kastlaşmaya yol açabilecek nitelikteki öneriler,
kesinlikle kabul edilemez. 2001 yılında yapılan değişikliklerle, "Yabancı Sermayeyi Teşvik Mevzuatı" çerçevesinde, Avukatlık Yasasına eklenen Yabancı Avukatlık Ortaklıklarının Türkiye'de faaliyet göstermesinin önünü açan ve Türk
Avukatlarının "meslek tekelini" zedeleyen düzenleme genişletilmeye çalışılmaktadır. AB Uyum yasaları çerçevesinde gündeme getirildiğini düşündüğümüz bu öneriler, asla kabul edilemez. 2005 yılında TBB'nin isteği üzerine tüm Barolar Avukatlık Yasasında yapılması istenen değişikliklerle ilgili düşüncelerini ve önerilerini TBB 'ne iletmişlerdir. TBB.' nden
bu önerileri dikkate almasını, "Avukatlık Hizmetinin bir Kamu Hizmeti" olduğu gerçeğinden hareketle, bu ilkeden ödün verilmesine yol açabilecek hiçbir değişiklik önerisine katılmadığımızı TBB'nin ve kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

2-Yeni Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten bu yana TBB.'nin ve Baroların tüm iyi niyetli çabalarına rağmen sorunlar çözülememiş, katlanarak çözümsüz bir noktaya sürüklenmiştir. Önce ödenek ve kaynak sorunuyla karşı karşıya kalan Avukatlar ve onların meslek örgütü Barolar, şimdi de yapılan değişiklik" ve Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Yönetmelikle, Ceza Yargılamasının figüranı haline getirilmektedir. ''Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Ödenecek Ücretlerin Usul ve Esaslarına ilişkin Yönetmelik Taslağı", savunma mesleğine saldırıdır. Özellikle, Ödemelerin görevlendirmeyi yapan Barolar tarafından değil, Cumhuriyet Savcılıkları ve Hakimler tarafından yapılacağını öngören düzenleme, savunmayı ve baroları
vesayet altına alma anlamına gelecektir. Etkin savunma yapılmasını engelleyecek bu düzenleme, sanık hakları açısından
da "adil yargılanma hakkının" ihlali sonucunu doğuracaktır. Avukatlık Yasasının 76. maddesinde Barolar; “Avukatlık mesleğini, geliştirmek; meslek, mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri jle olan İlişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun ÜSTÜNLÜĞÜNÜ, İNSAN haklarını SAVUNMAK VE KORUMAK" amacıyla çalışmalar yürüten kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. 1994 yılından bu yana Baroların ve Avukatların özverili çalışmalarıyla, ülkemizde "işkence ve kötü muamele iddialarıyla, hak ihlallerinin" önlenmesinde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bu Yönetmelik, ceza yargılamasında ülkemizi 1994 yılından daha da geriye götürecektir. Müdafi ve vekil görevlendirmelerinde Barolara ayrılacak ödenekle, Baroların bu görevlerini yerine getirmesi olanaklı değildir. Müdafi ve vekil görevlendirmeleri için zorunlu olan, personel, mekan, program ve teknik donanım giderleri düşünüldüğünde, Barolara ayrılan kaynakla, iletişim giderlerinin dahi karşılanamayacağı açıktır. Ayrıca, avukatlık mesleğinin serbest meslek olma özelliği göz ardı edilerek, adeta bir kısım Avukatlar CMK avukatlığı adı altında ikinci sınıf meslektaş konumuna itilmekte, mesleğin temel özellikleriyle bağdaşmayacak surette Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin çok altında CMK Ücret Tarifesi hazırlanmaktadır, Bu durum, Barolar ve avukatlar açısından .kabul edilemez. Gelişmeler bağımsız savunmayı temsil eden avukatlara ve onların örgütü olan barolara darbe niteliğindedir. Unutulmamalıdır ki bir gün konumu ne olursa olsun herkesin savunma hakkına ve savunmayı temsil eden avukatlara ihtiyacı olabilir. Sayın Başbakan'a, Adalet Bakanı'na 10 Ağustos 2006 tarihinde İstanbul'da yapılan görüşmedeki sözlerini hatırlatıyoruz. Yaşanacak tüm sıkıntıların sorumluluğunun, sözlerini yerine getirmeyenlere ait olacağını kamuoyuna duyururuz.

3-Yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi yargıçlara tanınmış bir hak değil, adaletin her türlü kuşku ve baskıdan arınmış
biçimde gerçekleşmesini sağlayacak bir kurumdur. Bu nedenle Türkiye'de 506 yargıç ve C.Savcısı tarafından kurulan
Yargıç ve Savcılar Birliği'nin (YAR-SAV) yargıç ve savcıların mesleğe kabulü konusundaki yetkinin Adalet Bakanlığında
değil Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda olduğuna ilişkin görüşünü ve bu konuda yaptığı mücadeleyi destekliyoruz.
Adalet Bakanlığını da Danıştay 12. Dairesı'nı
n bu konuda verdiği karara uygun eylem ve İşlem tesis etmeye, YAR-SAV'ı
kapatmaya dönük girişimden vazgeçmeye davet ediyoruz.

4-Hukukçu olan Adalet Bakanımız Sayın Cemil ÇİÇEK' i müsteşarıyla birlikte HSYK'nun bünyesinden çıkma konusunda
Anayasada değişiklik yapılması konusunda çalışma yapmaya, yine Ulusal Yargı Ağı Projesinin uygulamasını da bağımsız
yarg
ıya bırakmaya çağırıyoruz.