|
|
|
|
|
|
müvekkili yıllık izinde gösteriyorlar ve fakat işten atıyorlar. müvekkil işe gitmeyince de ihtar gönderiliyor, sonrada müvekkilimin işten kendisinin ayrıldığını dile getiriyorlar.
bilirkişi kıdemi hesaplamış ama iş akdinin feshinin müvekkilin isteği ile sona erdiğini kıdem tazminatını talep hakkını kazanmadığını söylemiş.
dediğim gibi yanlış tanıklarla ne mobbingi ne de iş akdinin nasıl sona erdiğini ispatladık. bu durumda yapacak tek şey uzun yıllardır orda çalışmasının ve kıdem alacağını yok sayarak işten ayrılmasının olağan olmadığını yargıtay kararları ispatlamak sanırım.
|
|
 |
|
 |
|
bahsettiğiniz konuda yargıtay kararı sadece özet kısmını yazıyorum.
T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/8554
Karar: 2003/19389
Karar Tarihi: 01.12.2003
ÖZET: On beş yıldan beri işyerinde çalışan bir kişinin mazeretsiz olarak işe gelmeyerek tahakkuk edebilecek tazminatlarından yoksun kalacak hareketlere başvurması inandırıcı görülemediğinden, fesih nedeni yapılan 1475 sayılı İş Kanununun 17/II -1 maddesindeki koşullar oluşmadığından davacı isteklerini ret eden mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/12153
Karar: 2005/38893
Karar Tarihi: 08.12.2005
ÖZET: İş akdinin ihbar ve kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde son bulduğunun ispat külfeti işverene aittir. İşveren bulunduğu konum itibarı ile her zaman, tek taraflı olarak tutanak tanzim etme imkanına sahiptir. İşsizliğin yoğun yaşandığı, yeni bir iş bulma imkanının ve geçim şartlarının zor olduğunun herkesçe bilindiği bir ortamda, 4 yıla yakın hizmeti bulunan bir işçinin, ortada izah edilmiş bir sebep yok iken işe gelmemesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.