Mesajı Okuyun
Old 31-07-2012, 10:29   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
27.06.2011 T. 2011/ 3576 e. 2011/ 10221 k

Dava: Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalı bankadan konut kredisi aldığını, bu esnada dosya masrafı ve ipotek ücreti adı altında 1645 TL ücret tahsil edildiğini, bunların sözleşmede yer alsalar dahi haksız şart olduğunu, hakem heyeti kararı ile bu paranın iadesine karar verildiğini ancak ödeme yapılmadığını belirterek, 1645 TL.nin davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı; davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne, 1.645,00 TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı eldeki davada, davalı banka tarafından konut kredisi verildiği esnada dosya masrafı ve ipotek ücreti adı altında kendisinden 1645 TL ücret tahsil edildiğini, bunun haksız olarak kendisinden alındığını belirterek bu bedelin davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise alınan bedelin taraflar arasında imzalanan sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve <Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir...> hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde <satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır> hükmü getirilmiştir.

Taraflar arasında düzenlenen 10.02.2010 tarihli Konut Kredisi Sözleşmesinin 6. maddesinde, <Müşteri işbu sözleşme hükümleri çerçevesinde kullandırılan kredi dolayısıyla, ödenmesi gereken her türlü vergi, resim, harç, sigorta primi, operasyon masrafını ... Bank Asya'ya ödemekle yükümlü olduğunu kabul ve taahhüt eder> hükmü mevcuttur. Ancak, bu ücret ve masrafların hangi nedenlerle alınacağına dair sözleşmede ve bilgi formunda açıklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı banka, sadece kredinin verilmesi için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden kredinin kullanılması için zorunlu masrafların neler olduğunun ve miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte belirtilen nedenler ile davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alıntı:
2811.2011 T. 2011/ 8679 e. 2011/ 17629 K.

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalı bankanın Bursa Ertuğrulgazi Şubesi’nden 05.03.2008 tarihinde 71,443.00 TL. konut kredisi ve 4,679.00 TL. konut destek kredisi altında tüketici kredisi kullandığını, 17 ay boyunca ödemelerini düzenli olarak yaptığını ve 18. ayda da borcun tamamını kapattığını, davalı bankanın sözleşmede olmadığı halde hizmet bedeli adı altında 2,250.00 TL, dosya ücreti adı altında 1,125.00 TL, krediyi aynı şehirde bir başka şubeye havale ettiği için havale ücreti adı altında 1,285.00 TL ve zorunlu olmadığı halde hayat sigortası adı altında 1,324.34 TL olmak üzere toplam 5,984.34 TL. tahsil edildiğini, alınan bu paraların iadesi için davalı bankaya başvurmasına rağmen iade edilmediğini, bunun üzerine hakem heyetine şikayette bulunduğunu, Yıldırım Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’nin 12.02.2010 tarih, 119, 120, 121 ve 122 sayılı kararları ile alınan bu paraların iadesine karar verildiğini, kararların davalı bankaya 08.03.2010 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen yerine getirilmediğini belirterek 5,984.34 TL.’nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı; alınan ücretlerin yasalara uygun olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede de alınacak ücret ve masrafların belirtildiğini ve davacının bilgilendirildiğini, davacı tarafından alındığı iddia edilen 1,285.00 TL. havale ücreti adı altındaki masrafın banka kayıtlarında görülmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, Davanın kısmen kabulü ile; 09.04.2010 tarihi olan dava tarihi itibariyle taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve davalı bankaca masraflar adı altında alınan 4,144.48 TL. ana para, 791.38 TL. işlemiş faizi ile birlikte toplam 4,935.86 TL.’nın davacıya iadesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı eldeki davada, davalı banka tarafından konut kredisi verildiği esnada dosya masrafı, hizmet bedeli, havale ücreti adı altında kendisinden toplam 5,984.34 TL. ücret tahsil edildiğini, bunun haksız olarak kendisinden alındığını belirterek bu bedelin davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise alınan bedelin taraflar arasında imzalanan sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve "Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır.

Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir.

6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ... " hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31. maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır" hükmü getirilmiştir.

Taraflar arasında 05.03.2008 tarihli 2 adet konut kredisi sözleşmesi düzenlenmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı banka, sadece kredinin verilmesi için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden kredinin kullanılması için zorunlu masrafların neler olduğunun ve miktarının tespiti için rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karşılık davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 78,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kolay gelsin,