|
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/13864
K. 2011/13114
T. 7.12.2011
• MÜDDEABİHİN ISLAH YOLU İLE ARTIRILMASI ( Ek Dava Niteliğinde Olmayıp Dava Dilekçesinin Kısmi Islahı Niteliğinde Olduğu - Davaya Karşı İleri Sürülebilecek Zamanaşımı Definin Islaha Karşı İleri Sürülemeyeceği )
• ISLAH ( Müddeabihin Islah Yolu İle Artırılması Ek Dava Niteliğinde Olmayıp Dava Dilekçesinin Kısmi Islahı Niteliğinde Olduğu - Davaya Karşı İleri Sürülebilecek Zamanaşımı Definin Islaha Karşı İleri Sürülemeyeceği )
• ZAMANAŞIMI DEFİ ( Davaya Karşı İleri Sürülebilecek Zamanaşımı Definin Islaha Karşı İleri Sürülemeyeceğinin Gözetileceği )
• TRAFİK KAZASI NEDENİ İLE ÖLÜMDEN DOLAYI TAZMİNAT ( Davaya Karşı İleri Sürülebilecek Zamanaşımı Definin Islaha Karşı İleri Sürülemeyeceği )
6100/m.176, 177
818/m.45
ÖZET : Dava dilekçesinde belirtilen dava konusunun ( müddeabihin ) ıslah yolu ile artırılması ek dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesinin kısmi ıslahı niteliğindedir. Yasada ayrıca düzenlenmiş olması ve kendine özgü kurallarının olması nedeniyle ıslah ek dava niteliğinde kabul edilemez. Bu nedenle, ancak davaya karşı ileri sürülebilecek zamanaşımı defi, ıslaha karşı ileri sürülemez.
DAVA : Davacı A.K. ve diğerleri vekili tarafından, davalı Ç... Ltd. Şti. ve diğerleri aleyhine 05.02.2002 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.04.2010 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece, 27/6/2007 tarihli ıslah dilekçesiyle artırılan kısım yönünden zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş, karar, davacılar tarafından temyiz olunmuştur.
Dairemizin 28/5/2009 tarih 2008/11985 esas ve 2009/7229 karar sayılı bozma ilamında; ıslah edilen bölüme yönelik davalı Ç... Ltd. Şti. tarafından zamanaşımı definde bulunulduğu halde bu konuda olumlu ya da olumsuz karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamına uyma kararı verildikten sonra ıslah edilen bölümün zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davaya konu trafik kazasının 20/12/2001 tarihinde gerçekleştiği, eldeki asıl davanın 5/2/2002 tarihinde, birleşen davanın 10/5/2002 tarihinde açıldığı, bakiye tutarın 27/6/2007 tarihinde ıslah edildiği anlaşılmaktadır.
Yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 176. maddesinde " Taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerinin bir kısmını ya da tamamını ıslah edebilir." Aynı kanunun 177. maddesinde; " tahkikatın sona ermesine kadar ıslah yapılabilir." biçiminde düzenleme yapılmıştır.
Dava dilekçesinde belirtilen dava konusunun ( müddeabihin ) ıslah yolu ile artırılması ek dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesinin kısmi ıslahı niteliğindedir. Yasada ayrıca düzenlenmiş olması ve kendine özgü kurallarının olması nedeniyle ıslah ek dava niteliğinde kabul edilemez. Bu nedenle, ancak davaya karşı ileri sürülebilecek zamanaşımı defi, ıslaha karşı ileri sürülemez.
Yerel Mahkemece, ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulamayacağı ve ilk davanın da süresinde açılmış olması gözetildiğinde, ıslah edilen bölümün zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 07.12.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Dava, trafik kazası sonucu ölüme sebebiyet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece her iki istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, bozma üzerine yapılan yargılama sonunda da davacı A.K.'nin ek davasının zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen son karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnalarından olup, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesi olarak tanımlanmaktadır. Islah ile taraflar dava sebebini, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilirler. Usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunması şartı ile davanın tamamen veya kısmen ıslahı mümkündür.
Dava sebebinin veya dava konusunun değiştirilmesi tamamen ıslah halleridir. ( Baki Kuru 4. Cilt s. 3990 ). Davanın kısmen ıslahında ise, dava dilekçesinden sonraki bir usul işleminin ıslahı söz konusudur. Gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği üzere müddeabihi ( dava değerini ) arttırma halinde kısmi ıslah söz konusu olup kısmi ıslahta, tamamen ıslahın aksine ıslah tarihine kadar yapılan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılmaz. Kısmi ıslah yapıldığı tarihten ileriye dönük olarak hüküm ifade eder.
Zamanaşımı ise borcu ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, doğmuş ve var olan bir hakkın istenebilirliğini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu nedenle zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. BK. 133 madde zamanaşımını kesen sebepler sayılmış olup bunlardan biri de dava açılmasıdır. Davanın tamamen ıslahında dava baştan beri ( dava dilekçesinden itibaren ) ıslah edildiği için ıslah edilen kısım içinde davanın açıldığı tarihte zamanaşımı kesilmiş olur.
Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım kesilir. Henüz açılmayan ( saklı tutulan ) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder.
Nitekim 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK. 107. maddesinde düzenleme altına alman belirsiz alacak davası ve tesbit davasında davacının iddianın genişletilmesi yasağı olmadan ve karşı tarafın rızasına ve ıslaha da gerek kalmaksızın talep sonucunun arttırılabileceği kabul edilmiş, maddenin gerekçesinde de bu dava ile ilk dava tarihinde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir.
Aynı Yasanın 109. maddesindeki kısmi davada ise zamanaşımının kesileceği yolunda bir açıklama yoktur.
6100 sayılı Kanunun hazırlanması sırasında görev alan Prof. Hakan Pekcanıtez, Prof. Oğuz Atalay ve Prof. Muhammet Özeken tarafından yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine göre Medeni Usul Hukuku Kitabının 321. sayfasında "Belirsiz alacak davası açılabilmesinin mümkün olduğu hallerde kısmi dava açmak davacı açısından üç nedenle daha elverişli olmayacaktır. Birincisi kısmi dava açan davacının alacağının geri kalan kısmı için zamanaşımı süresi kesilmemiş olacaktır. Buna karşılık belirsiz alacak davasında zamanaşımı, dava sonunda alacağın tümü için dava tarihinde kesilmiş sayılacaktır, ikinci olarak kısmi dava açan davacı dava sırasında alacağın geri kalan kısmım talep etmek isterse, bunu ancak ıslah ya da karşı tarafın açık rızası ile yapabilecektir..." şeklindeki açıklamaları ile gerek Dairemizin, gerekse HGK'nun önceki içtihatları gibi yeni HMK.da da kısmi dava açılması hâlinde sadece dava edilen bölüm için zamanaşımının kesileceği yolundaki istikrarlı uygulamanın devam ettirildiği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davaya konu ölümlü trafik kazasım 20/12/2001 tarihinde meydana geldiği, ıslah talebinin ise 27/06/2007 günlü dilekçe yapıldığı gözetildiğinde Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/1. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi ile olayın tabi olduğu 5 yıllık ceza zamanaşımı ( uzamış zamanaşımı ) sürelerinin geçtiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle yerel mahkemece dairemizin bozma kararma uyularak verilen kararın onanması gerektiği düşüncesindeyim.
Benzer bir karar daha. Bence gelişmeler iyi yönde.
|