|
|
|
|
mrb.Kocanın ayrı ev tutmayarak eşinin ailesi ile beraber yaşamasına sebep olması ve ailenin kadına karışması nedeniyle kocanın kusurlu olduğuna ilişkin bir Yargıtay kararı mevcuttu fakat şu an bulamıyorum.Yardım edebilir misiniz
edit:kararı buldum fakat önceki mk dönemine ait kararlar.Acaba bu kanun döneminde de kocanın aynı şekilde bağımsız ev tutması yükümlülüğü,Yargıtay kararlarına göre bulunmakta mıdır?
|
|
 |
|
 |
|
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/20387
K. 2010/21401
T. 20.12.2010
• BOŞANMA ( Taraflar Arasında Ortak Hayatı Temelinden Sarsacak Derecede ve Birliğin Devamına İmkân Vermeyecek Nitelikte Bir Geçimsizlik Olduğundan Kabulü Gereği )
• ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK ( Taraflar Arasında Ortak Hayatı Temelinden Sarsacak Derecede ve Birliğin Devamına İmkân Vermeyecek Nitelikte Bir Geçimsizlik Olduğundan Boşanma İsteminin Kabulü Gereği )
• ZİYNET EŞYALARI ( Kasada Muhafaza Edildiği ve Davacının Evden Ayrılması Sırasında Götürülmediğinin Anlaşılmasına Göre Ziynet Eşyaları İle İlgili Davanın Kabulü Gerektiği )
4721/m.166/1
ÖZET : Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilmelidir.
Davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulü gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının, davacı kadının bağımsız konut sağlanması isteğine olumlu yaklaşmayarak, ailesiyle birlikte yaşamak durumunda bıraktığı, kayınvalidenin davacı kadına müdahalesine kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya ( TMK.md. 166/1 ) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
2-Davacının ziynet eşyalarına yönelik temyizine gelince;
Toplanan delillerden; davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulü gerekirken davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2.bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.12.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Davacı Emine, dava dilekçesinde, altın ziynet eşyalarının kocasında kaldığını ve kendisine iade edilmediğini ileri sürerek iade/alacak davası açmıştır. Altın ziynet takı eşyalarının kadına özgü ve kim tarafından takılırsa takılsın kadına ait olduğu ve kural olarak kadın elinde olduğu ve kadın tarafından taşınacağı karinedir. Bir karinenin aksini ispat; karine lehine olmayan tarafa düşer. Davacı kadın evinden normal koşullarda ayrılmış, düğün için baba evine gelmiştir. Normal olan, normal koşullarda evden ayrılmış kadının ziynet takı eşyalarını yanında götürmesidir. Bu durumda davacı kadının ziynet takı eşyalarının koca tarafından elinden alınıp, iade edilmediğini kanıtlaması gerekir. Bu nedenle, ziynet, takı eşyası davası için ispat yükü davacı kadın üzerindedir. Davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet takı eşyalarının evde kasada saklandığı ve kasa anahtarının kocada olduğundan hiç söz etmemiştir. Buna rağmen, tanıklardan birinin beyanında geçen ve duyuma dayanan ziynetlerin evde kasada saklandığı ve koca tarafından kadına iade edilmediği şeklindeki soyut sözlerine değer verilerek; dolaylı yoldan davada ispat yükünün davalı kocada olduğu ve kocanın iade edilmediğini ispat edemediğini, bu yüzden ziynetler yönünden davanın kabulü ile hükmün ziynetler yönünden bozulması gerektiği yolundaki, değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. Davada, ziynetler yönünden ispat yükü kendi üzerinde olan davacı kadın iddiasını gösterdiği delillerle usulünce kanıtlayamamıştır. Boşanma isteği yönünden bozma görüşüne katılmakla birlikte; hükmün ziynetlere yönelik bölümünün onanması gerektiğini düşünüyorum.
Üye
İrfan Okur
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/1324
K. 2003/2577
T. 27.2.2003
• EŞE MÜSTAKİL EV TEMİN ETMEMEK ( Boşanma-Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması )
• BOŞANMA ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması-Eşe Bağımsız Ev Temin Etmeyip Sorumluluklarını Yerine Getirmemek )
• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Eşe Bağımsız Ev Temin Etmeyip Sorumluluklarını Yerine Getirmemek )
4721/m.166, 186, 194
ÖZET : Karsına müstakil bir ev sağlamayan, onun geçimi ile ilgilenmeyen, arayıp sormayan koca aleyhine açılan boşanma davasında aile birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü ve boşanmaya karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.
Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının eşine bağımsız ev temin etmediği, arayıp sormadığı, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.